DeryaBaykal’la Gülümse’ye Gazeteci ve Yazar Mehmet Ali Bulut konuk oldu. Gazeteci ve Yazar Mehmet Ali Bulut'tan kan grubuna göre beslenme ve sağlıklı yaşamın sırlarını anlattı. Kan gruplarına göre hangi besinlerden uzak durulması gerektiğini söyleyen Bulut, beslenmeyle ilgili tavsiyelerde de bulundu.
CananKaratay ile zayıflama denilince akla gelen diyet programıdır Karatayın öne çıkan bu diyet emlineformseti.dieetblog.coms: Jan 22,Fazla kilolardan kurtulmanız için diyet yapmanızı öneriyor ve bu kapsamda kiloya göre diyet listesi hazırlama taktiklerini sizinle paylaşıyor olacağız.
Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Canan Karatay, kan grubuna göre beslenilmesi gerektiğini belirtti. Bu açıklamanın ardından kan grubuna göre beslenmek, trend hale geldi. Uzmanlar, hem
Önemliolan mucize diyetlerle kilo vermek değil, her zaman güçlü, sağlıklı ve mutlu hissetmektir. Squatgirl'ün ikinci kitabında sağlıksız tariflerin. Karatay diyeti, kan grubuna göre diyet gibi bir çok farklı diyet yöntemi var Ben bunu,diyet egzersiz zayıflama desteği olarak kullanıp faydasını gördüm.
a gurubu bu kan gurubundaki insanlar vejeteryan diyete çok uygundur. et olarak yalnızca beyaz et (tavuk,hindi ve balık) tüketmeleri gerekir. a grubuna sahip kişilerde çok yoğun kana sahip olanlara rastlanmıştır bunun anlamı ise yüksek derecede kalp krizi ve kanser riskidir. bunu minimuma indirmek için, bu kan gurubuna sahip olan
diyet taş devri diyeti + 0 Canan Karatay; Canan Karatay'dan kışın beslenme tüyoları kan grubuna göre beslenme; kan lekesi;
T3w46jx. Karatay Diyeti Karatay DiyetiCanan Karatay Diyeti Nedir?Canan Karatay Diyeti Nasıl Uygulanır?Karatay Diyetinin Genel ÖzellikleriCanan Karatay Diyetinde Dikkat Edilmesi GerekenlerCanan Karatay Diyeti Zararlarıİnsanların Karatay Diyetine Bakış AçılarıKaratay Diyeti İle İlgili Olumsuz DüşüncelerKaratay Diyeti Hakkındaki Olumlu DüşüncelerCanan Karatay Diyeti YorumlarıKaratay Diyeti İle 10 Kilo VerdimCanan Karatay Diyet Listesi Canan Karatay Diyet Listesi 1Canan Karatay Diyet Listesi 2Canan Karatay Diyet Listesi 3Canan Karatay Şeker DiyetiKaratay MutfağıCanan Karatay Kimdir? Beslenme ve kilo verme yanında sağlıklı bir hayat tarzı benimsemek için bazı diyet listelerine uymak gerekmektedir. Canan Karatay diyeti de bilinen en popüler diyetlerden biridir. Şimdi hep birlikte bu diyeti derinlemesine inceleyelim… Son derece etkili ve hızlı kilo verdiren Karatay diyeti son dönemlerde en fazla konuşulan zayıflama yöntemlerinin başında yer almaktadır. Profesör Canan Karatay tarafından ortaya çıkarılan diyet yöntemi çeşitli zayıflama uygulamaları ile farklı yollardan tok kalarak vücutta bulunan fazla yağların en kısa sürede erimesine yardımcı olmaktadır. Karatay diyeti hem bedenin estetik görünümünde başlayan bozuklukları ortadan kaldırmakta hem de daha sağlıklı bir şekilde hayatınıza devam etmeniz için fazla kilolardan kurtulmanıza yardımcı olmaktadır. Diğer diyet programlarında yer alan az ve sık yeme yönteminden farklı bir bakış açısı ile daha hızlı ve kolay kilo verme yöntemi uygulanmaktadır. Besleyici gıdalar ile beslenerek öğün sayısı en aza çekilerek sağlıklı kilo vermeyi esas almaktadır. Canan Karatay Diyeti Nedir? Beslenme esnasında temel amaç sağlıklı bir şekilde vücuda gıdaların alımını sağlamaktır. Bazı hallerde kilo kaybı yani zayıflama da amaçlanabilir. Canan Karatay diyeti nedir sorusuna verilecek en iyi yanıtlardan biri sağlıklı bir yeme alışkanlığı kazanmaktır. Yaygın ismiyle Karatay diyeti yapılırken temel olarak zararlı ürünlerden kaçınmak amaçlanmaktadır. Bir çok açıdan verilen diyet tarifi aslında katı bir diyet listesinden ziyade iyi alışkanlıklar hedefleyen bir durum olarak düşünülebilir. Örneklendirmek gerekirse, ekmek uzak durulması gereken en temel karbonhidratlardan biridir. Şeker de zararı en çok olan tatlı hatta Canan Hanımın gözünde zehir gibi de isimlendirilen maddelerdir. Bir diğer açıdan Karatay diyetinin temelinde yapay tatlılar da en büyük düşmanlardır. Çünkü insülin direnci ve kilo alımı ile ilgili doğrudan alakası olan maddelerdir. Kilo alımı ve yağlanmaya bağlı sağlık sorunlarını engellemek için uzun vadede bir çözüm arayışına girilmelidir. Glisemik indeksi düşük besinlerin alımı, kilo yapan ürünlerden uzak durmak anlamına gelmektedir. Elbette yüksek kalorili ürünlerde de glisemik indeks düşük olabilir. Ancak miktarla beraber ayarlama yapılmalıdır. Glisemik indeksi yüksek olan besinlerin yağ yapması çok kısa sürede gerçekleşir. Diğer yandan düşük glisemik indeksli madde ise hemen kan şekerini yükseltmemesine bağlı olarak daha az yağlanma süreci demektir. Canan Karatay Diyeti Nasıl Uygulanır? Bir diyeti uygulamadan önce kişinin diyeti kendi bünyesinde benimsemesi ve ruhsal olarak, fiziksel açıdan hazırlanması gerekir. Canan Karatay diyeti nasıl uygulanır sorusuna gelince, önceliğin protein ve sağlıklı karbonhidratlar da olduğunu hemen vurgulamak gerekir. Sağlıklı yağlar da bu ilk sıralara listelenebilir. İşlem görmemiş, doğal yağlar vücuda katkı sağlar. Güçlü protein kaynaklarına örnek verilirse balık, et çeşitleri, yumurta, yoğurt ve peynir badem, fındık gibi gıdalar sıralanabilir. Sağlıklı karbonhidratlar ise ek yağ ve sos katılmayan makarna, arpa şehriyesi gibi sıralanabilir. Bu gıdalar günlük hayata yerleştirilmelidir ve harcanan enerji de dikkate alınarak miktarı belirlenmelidir. Yoğun spor yapan kişilerin harcayacağı miktar daha farklı olacaktır. Karatay Diyetinin Genel Özellikleri Pirinç ve patates, nişasta barındırır ve yağlanmada etkilidir. Sadece haşlama olarak sınırlı şekilde tüketilmelidir. Unlu gıdalardan her zaman uzak durmak gerekir. Sağlıklı ve glisemik indeksi düşük unlara yönelim olmalıdır. Ay çiçek yağı veya mısır özü yağları yerine zeytinyağı ve tereyağı ile yemekler pişirilmelidir. Kuru yemiş türleri, en doğal halinde tüketilmeye çalışılmalıdır. Yani üzeri yağ ve tuzlu biçimde tatlandırılan çerezler yine kilo aldırır ve sağlıksızdır. Kahvaltı öğünü kesinlikle atlanmamalıdır. Özellikle protein açısından zenginleştirilen besinlere odaklanılarak güçlü bir kahvaltı yenmelidir. Sabah kahvaltısı olmadığı zaman, gün içinde çok fazla yemek yeme eğilimi olacaktır. 24 saat içerisinde en çok 3 öğün yemek yenmelidir. Ara öğün olmaması gerekir ve 4 saatlik aralarla ana yemekler yenmelidir. İçecek olarak su dışında limonlu su, şekersiz çay, ayran gibi içecekler tüketilebilir. Halsizlik hissi olursa ayran iyi bir dengeleyici olacaktır. Akşam sonraya öğün bırakılmamalıdır. Karatay diyetinde yemekleri nasıl pişirdiğinize önem vermeniz gerekir. Düşük ısıda ve uzun bir süre boyunca pişirilen yemekler tüketilmelidir. Ana öğünlerin yanında salata, ev yapımı turşu Az tuzlu tüketilmelidir. Salataya eklenen yağ zeytinyağı, keten tohumu yağı olabilir. Sirke ve limon suyu eklenmesi tat verir, çok az kalorileri vardır. Alkol kan akışını ve organların işleyişini kötü etkileyen bir maddedir. Canan Karatay diyeti boyunca alkollü, gazlı içeceklerden ve meyve sularından uzak durmak gerekir. Yani paketlenmiş içeceklerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Halsizlik hissi olmaması ve tok kalmak için günde 2 litre su içilmesi önemlidir. Beslenmeye ek olarak sağlıklı bir diyet süreci için günlük işleyişe ek olarak 40 dakika ile 1 saat arasında etkinlik yapılmalıdır. Yürüyüş, aşamalı artırılmalı, hareketli spor yapılıyorsa kişinin fiziksel durumuna göre ayarlanma yapılmalıdır. Canan Karatay Diyetinde Dikkat Edilmesi Gerekenler Canan Karatay diyetinde dikkat edilmesi gerekenler diyetin başarılı olması için önemlidir. Uykunuzu alarak uyanmanız en önemli konulardan biridir. Meyve dahil akşam 8 sonrası hiçbir şey tüketmemek gerekir. Boş toksik karbonhidratların hepsinden uzak durmak önemlidir. Glisemik indeks listelerine göre hareket etmek önemlidir. Yani en düşük olan doğal yiyecekler tüketilmeli, yüksek olanlardan uzak durulmalıdır. Kalori hesabı ile kilo vermek Karatay diyetine göre çok da geçerli değildir. Doğal bir yağdan alınan kalori ile besin değeri olmayan şekerden alınan kalori farklı olacaktır. Tereyağından alınan kalori sağlıklı bir kaloriyken şeker kilo yapan bir kalori barındırır. Düzenli spor yapan kişilerin doğal gıdalardan doyasıya kadar tüketmesi fayda sağlayacaktır. Karaciğerinde yağ olmayan ve insülin değeri 5 olanlar porsiyonlarda doyuncaya kadar kriterini benimseyebilir. Canan Karatay Diyeti Zararları Diyetlerin hepsi tamamen kusursuz demek yanlış bir bakış açısı olacaktır. Çünkü neticede herkesin metabolizması farklıdır ve kişisel görüşlerinin de aynı olması beklenmez. Farklı görüşler de vardır. Bu açıdan Canan Karatay diyeti zararları gibi bir konu da açılabilir. Örneğin doğal karbonhidratların çok kısıtlanması ve hayvansal gıdalara aşırı yönlendiren bir diyet listesi bazı diyetisyenler için zararlı görülmektedir. Çünkü metabolizmadaki temel enerji kaynağı tahıl grubu ürünlerdir. Yani meyve, sebze, bulgur gibi besinlerin çok kısıtlanması bazı vitaminleri de eksik almamıza neden olabilir. Diğer yandan doğal bir kaynak olduğu halde karbonhidratların aşırı kısıtlanması ve hayvansal gıdalara daha çok odaklanılması kolesterolü de kötü etkileyebilir. Kas yapısı açısından proteinlerle beraber karbonhidratların da önemi büyüktür. Doğal karbonhidratlar, maddelerin taşınmasındaki enerjiyi de sağlar. Ayrıca kendinizi diyet esnasında daha az halsiz hissetmenizi sağlar. Hiç karbonhidrat alımının olmaması, halsiz bir beslenme ve kasların sağlıklı oluşmamasına neden olabilir. Doymuş yağ oranı çok olan protein kaynağı etler, karaciğeri yoran bir etki yapmaktadır. Ürik asit ve böbreklere aşırı yüklenme de diğer zararlardandır. Doğal enerji kaynaklarının çok az alınması, bazı depresyon gibi seratonin eksikliğine bağlı hastalıklara neden olabilir. Doğal karbonhidratların bazılarında mutluluk veren maddeler yer alır. İnsanların Karatay Diyetine Bakış Açıları İnsanların Karatay diyetine bakış açıları oldukça değişik bir biçimde olmakla beraber hem yaptıklarında olacağını düşünen bir kesimle birlikte hiçbir şekilde bu diyetin işe yaramayacağını düşünen bir kesimde mevcuttur. Karatay Diyeti İle İlgili Olumsuz Düşünceler Her fikrin veya düşüncenin olumlu yönde destekleyen belli sevenleri olduğu gibi bu konuyu yanlış bulanlarda mevcuttur. Onların düşüncelerine belli bir açı ile bakılması sonucunda aslında her iki tarafında kendilerince belli konularda haklı oldukları yerler vardır. Tereyağlı çay içmeyi sevmeyen kişilerin Sayın Karatay’a karşı çıkmaları çok da saçma bir durum olmaması ile birlikte aslında bu Karatay diyeti bir bakımdan da komik bir hal almış bulunmaktadır. Olur mu öle şeyler diyen bir sürü kişinin olması ile birlikte bu kadar fazla şekilde yağ tüketimi sonucunda nasıl sağlıklı olacağız düşünceli kapılan kişiler de kendilerince haklıdırlar fakat sağlıklı besin tüketmek içinde doğaya sırtımızı yasladığımızda aslında tereyağı da bize dolaylı yollardan doğanın verdiği sadece bazı notlarında bizim aracı olduğumuz bir besin değimlidir. Aslında Karatay diyetini savunmayıp ama diğer diyetlerle ortak olduğu bir nokta daha vardır buda şeker tüketimidir. Karatay Diyeti Hakkındaki Olumlu Düşünceler Belli bir kesimi kaplayan bu insan grupları Karatay diyetinin doğru uygulanması koşulu ile yararlı olabileceği fikrindeler. Aslında Karatay diyeti eski zamanlarda yaşayan insanların yaşama stillerinin şu an ki zamana doğru şekilde dayatmaktan başka bir şey değildir. Tereyağının önemini sürekli vurgulayan Sayın Karatay aslında eski zamanlarda ki gibi dedelerimizin ve ninelerimizin de yaptıkları gibi siz de tere yağ tüketin bakın tüketenler ne kadar sağlıklı asıl tüketmeyenler sağlık sıkıntısı çekiyor gibi yaklaşımlarda bulunuyor. Ama herkesin de Karatay diyetiyle aynı düşündükleri fikir ise un tüketiminin olmaması gerektiğidir çünkü bütün diyetlerde un tüketimi kalori bakımından gereğinden fazla olduğu gibi kalorisinin fazla olması da zaten diyet yapan kişinin yememesi için yeterli bir sebep olacaktır. Karatay diyetini uygulaması sonucunda sağlıklı bir yaşama kavuşan insanlar vardır ama bu sağlıklı yaşam bu diyet konusunda ne kadar da istikrarlı olduğumuzla da alakalı bir durumdur. Canan Karatay Diyeti Yorumları Birçok diyet hakkında kullanıcılar yorum yapar ve Canan Karatay diyeti yorumları da incelendiği zaman genellikle bireysel deneyimlerle paralel bir durum vardır. Diyetin neye göre başarılı olduğu ve neye göre kötü yorumlandığı noktasında ise uygulanırken yaşanan zorluklar epey belirleyici denebilir. Bu açıdan Karatay diyeti yaşam tarzını da düzenlemeye yönelik pozitif etkili bir uygulamadır. Proteine odaklandığı için kilo verme süreçlerinde belirgin bir fark yaratabilir. Ancak bazı yorumlarda diyetteki tutarsızlıklar da yer bulmaktadır. Karatay diyeti içinde şeker tüketilmemesi önemlidir, meyve de şeker barındırdığı için doğal da olsa zararlı olarak görülüyor. Ancak meyvenin çok sayıda faydası vardır ve bu açıdan çelişkili ve sağlıklı yaşam odağından uzaklaşan bir durum söz konusudur. Meyveler kansere karşı vücudun direncini geliştirir ve kansere karşı da uzun vadede güçlü bir destek sağlar. Kadınların menopozu sağlıklı geçirmelerinde etkisi olduğu bilinmektedir. Yasaklanan bazı maddeler faydalı olduğu halde kullanılmadığı için çelişkili bir diyet olduğu yönünde yorumlar vardır. Kaya tuzu ile ilgili bir durum da yine tutarsızlıkla anılmaktadır. Yorumlara göre kaya tuzunda 84 mineral olduğu bilgisi yanlıştır ve Karatay diyetinin önerdiği gibi doğrudan tüketilmeden arındırılması gerekmektedir. Bu durumun da nedeni radyum ve talyum maddelerinin kaya tuzunda yer alması, kansere neden olma potansiyeli bulunmasıdır. Karatay Diyeti İle 10 Kilo Verdim Günümüzün en popüler diyeti olan ve çok sayıda kişi tarafından uygulana Karatay diyeti ile 10 kilo verdim gibi yorumlar çok fazla yapılmaktadır. Fazla kilolarından şikayetçi olan ve bu kilolara dayalı belli başlı hastalıkları olan kişilerin denediği diyet programından genel olarak olumlu yorumlar yapılmaktadır. Düzenli bir şekilde yapılan diyet istenilen süre içinde istenilen oranda kilo vermeye yardımcı olmaktadır. Bu kiloları vermek için kesinlikle Karatay diyetinin düzenlediği programa harfiyen uyulması gerekmektedir. Canan Karatay tarafından sunulan diyette belirli kurallar bulunmaktadır. Sunmuş olduğu kurallar son derece önemli olup uyulduğunda sağlıklı bir şekilde kilo vermek mümkün olmaktadır. En önemli kurallardan biri akşam saat 7 veya 8’den sonra hiçbir şey yenilmemelidir. Canan Karatay Diyet Listesi Hem internet platformunda hem de günlük yaşamın diğer alanlarında çok fazla adı duyulan Canan Karatay diyeti sağlıklı bir şekilde hızlı kilo vermeye yardımcı olduğundan pek çok kişi tarafından tercih edilmektedir. Prof. Dr. Canan Karatay tarafından oluşturulan diyet programında önermiş olduğu besin gıdaların tüketilmesi ve yasaklı olan yiyecek ya da içeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Çok fazla tercih edilen diyetin içeriğinde gün içinde en fazla 3 ana öğünle beslenilmesi gerekir ve ara öğünlerde gıda tüketiminden uzak durulması tavsiye edilmektedir. Sağlıklı olan yağlar ve bol proteinli beslenme şekline dayanan diyetin ana teması tok kalarak zayıflamaktır. Bu sayede verilen kilolar daha sonra tekrar alınmaması ve kalıcı olmasıdır. Son günlerde çok popüler olan sağlıklı zayıflama diyetleri arasında yer alan Karatay diyeti ile herkes formunu doğal yollardan koruması mümkün olmaktadır. Doktor Canan Karatay tarafından düzenlenen ve Karatay diyeti olarak bilinen diyet programını düzenli bir şekilde yapılması ile sağlıklı bir şekilde kilo vermeye yardımcı olmaktadır. Canan Karatay Diyet Listesi 1 Birinci Gün Kahvaltıda 2 yumurta, 10 zeytin, beyaz peynir,3 kayısı kurusu, 1 bardak bitki çayı, avuç içi kadar ceviz Öğle yemeğinde kırmızı et, yeşilliği bol salata, bir bardak tuzsuz ayran, sebze yemeği Akşam yemeğinde kızartılmış balık, salata tüketilir. İkinci Gün Kahvaltıda yine 2 tane yumurta, 10 zeytin, beyaz peynir,2 tane çarliston biber, 3 tane çeri domates, 1 avuç fındık Öğle yemeğinde barbunya yemeği, karnabahar yemeği, alternatif olarak etli sebze yemeği, bir kâse yoğurt veya bir bardak tuzsuz ayran Akşam yemeğinde tavuk eti, haşlama ya da ızgara balık ile yeşil salata Üçüncü Gün Kahvaltıda 2 yumurtayla yapılmış menemen, beyaz peynir, şekersiz bitki çayı,6-7 tane fındık ya da badem Öğle yemeğinde zeytinyağlı sebze yemeği, 3 tane ızgara köfte, uzsuz salata ve tuzsuz ayran Akşam yemeğinde kuzu eti veya istenen başka bir et, fasulye gibi sebze yemeği, salata Dördüncü Gün Kahvaltıda 2 yumurtalı omlet, 7 tane zeytin, yeşillik, bitki çayı Öğle yemeğinde kereviz gibi sebze yemeği, dana – kuzu eti, bir kâse yoğurt Akşam yemeğinde barbunya, balık- tavuk ızgara, soğan roka vs. karışık yeşil salata tüketilir. Diyetin diğer günlerinde benzer gıdaların alternatifleri oluşturulabilir. Canan Karatay Diyet Listesi 2 Canan Karatay diyet listesi içinde her zaman ekmek ve tahıl gruplarından uzak durulmasının yanı sıra karbonhidrat içeren besin maddeleri de diyet programının içinde yer almaz. Diyet listesinde yapılması gerekenler; Kahvaltı Rafadan ya da kayısı kıvamında iki tane yumurta veya tereyağlı peynirli omlet, 8 ya da 10 tane yeşil veya siyah zeytin, Bir küçük çay bardağı ekmek yerine ceviz içi, Bir avuç içi kadar beyaz peynir, 4 veya 5 tane gün kurusu kayısı, Şekersiz çay, su, Öğlen; 1 avuç içi kadar dana söğüş, Zeytinyağlı fasulye, Mevsim sebzelerinin bulunduğu salata içine doğal sirke, limon ve sızma yağ eklenebilir, 1 su bardağı tuzsuz ayran, Akşam; Izgara ya da buğulama bir porsiyon balık, Mevsim sebzeleri ile hazırlanmış ve içine keten tohumu eklenmiş salata, Canan Karatay Diyet Listesi 3 Genel olarak pek çok kişi tarafından uygulanan ve olumlu sonuçlar aldıran Karatay diyeti için belli başlı günler belirlenmiştir. 3 günlük Karatay diyet listesi içinde yer alanlar; 1. Gün 2 tane haşlanmış yumurta, domates, beyaz peynir, fındık, fıstık, şekersiz çay, Zeytinyağlı fasulye yemeği, haşlanmış tavuk göğsü, yeşili bol salata, şekersiz çay ya da tuzsuz bir bardak ayran, Balık, yeşili bol ve limonlu salata, tuzsuz ayran, 1 tatlı kaşığı keten tohumu, 2. Gün 2 tane yumurta, domates, peynir, 3 veya 4 kuzu pirzola, salata, Barbunya pilaki, ızgara balık, 1 muz, 3. Gün Menemen, domates, peynir, 3 veya 4 ızgara köfte, taze fasulye, 1 kase yoğurt, salata, 1 tatlı kaşığı keten tohumu, Normal boy bonfile ızgara, enginar veya bakla, salata 1 tatlı kaşığı keten tohumu, Canan Karatay Şeker Diyeti Her yerde çok fazla konuşulan ve deneyenler tarafından olumlu sonuçlar elde edilen Karatay diyeti her geçen gün daha fazla tercih edilmektedir. Ayrıca Prof. Dr. Canan Karatay tarafından kaleme alınan Obezite ve Diyabete çözüm var kitabında şeker hastaları için gerekli olan Canan Karatay şeker diyeti ile sağlıklı kilo verdirmeyi başarmıştır. Düzenli bir şekilde uygulanan diyet programı sayesinde daha hızlı kilo vermek mümkün olmaktadır. Karatay Mutfağı Türkiye’yi zayıflatan profesör lakabını alan ve her söylediği diyet menüleri ile olay olan Dr. Canan Karatay sağlıklı bir şekilde kilo verdiren diyet listelerinin yanı sıra yazmış olduğu Karatay mutfağı kitabı ile çok daha fazla konuşulmaktadır. Kitabın içeriğinde yer alan yemek tarifleri ile pek çok kişinin sağlıklı ve kalıcı olarak kilo vermesi sağlanmaktadır. Türk mutfağına ait olan yemek kültürünü bozmadan en güvenli şekilde düzenleyen profesör sağlıklı pişirme yöntemleri, doğal ve organik besin seçimi, yoğurt ya da tere yağ gibi evde yapılacak ürünlerin en doğal nasıl yapacağı gibi tarifleri kitabında yazmıştır. Bu sayede diyet yaparken ya da sağlıklı bir yaşam için en doğru yöntemleri uygulamak çok daha kolay olacaktır. Diyet süresince hiç kimse strese girmeden düzenli olarak diyetini devam ettirecektir. Canan Karatay Kimdir? Uzun bir süredir televizyon ve gazetelere konu olan Canan Karatay kimdir? 1943 yılında Elazığ’da dünyaya gelmiştir. Liseyi Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nde bitirmiş, sonrasın da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. 1967 yılında üniversiteyi bitiren Karatay, bundan 5 sene sonra İstanbul Üniversitesi Tedavi Kliniği’nde iç hastalıkları eğitimi almış ve İngiltere’deki üniversiteden burs almıştır. Kardiyoloji alanındaki tecrübesi burada başlar. Karatay, 1976 senesinde adı geçen tedavi kliniğinde baş asistan olmuştur. Canan Karatay tıp alanındaki katkılarıyla da isminden bahsetmektedir. Cerrahi müdahale olmadan takılan kalp pili implantasyonu tekniği elde ettiği başarılardan biridir. Bu uygulama geçici ve kalıcı kalp pilleri için geçerlidir. Karatay ayrıca 1976-78 seneleri arasında dünyadaki ilk kalp nakli ameliyatında da bulunmuştur. Kalp nakli alanında daha sonra doçentlik tezini sunmuş ve bir sene sonra da doçent unvanı almıştır. Canan Karatay’ın önemli diğer çalışmaları ve yaptıkları şöyle sıralanabilir Türkiye’de ilk defa Judgkin olarak da bilinen koroner anjiyografi tekniğini kullanmış ve ülkede kalıcı yer edinmesini sağlamıştır. Bu tekniği Cape Town’da aldığı eğitimle beraber ülkemize getirmiştir. Tekniğin uygulanması esnasında femorel arter yolu kullanılmaktadır. Kalp hastalıkları alanındaki çalışmalarının önemli bir bölümü 1987 ve 1995 seneleri arasında gerçekleşmiştir. State University of New York Health Science’de bu süreç tamamlanmıştır. İstanbul ve Gaziantep’te birçok laboratuvar kurmuştur. Özellikle 1995-1997 yılları arasında çok sayıda hastanede koroner yoğun bakım alanında oluşumlara imza atmıştır. Canan Karatay uzun yıllar üniversitede öğretim üyeliği yapmıştır. 5 yıl Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 4 yıl da Kadir Has Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev almıştır. Ayrıca rektörlük görevlerinde de bulunmuştur. 2006 ve 2010 seneleri arasında İstanbul Bilim Üniversitesi’nde bunu gerçekleştirmiştir. Aynı üniversitede hala öğretim görevlisi olarak yer almaktadır.
Kan grubuna göre beslenme ve diyet yapılması, son zamanlarda uygulanan en gözde seçeneklerinden bir tanesidir. Ancak yapılan araştırmalar sonucu beslenmeye veya hastalıklara karşı nasıl bir etki gösterdiği somut olarak bilinmemektedir. Tarihsel açıdan nitelendirilerek, kan gruplarına göre beslenme ve bu beslenme listesi baz alınarak etkili diyetler oluşturulmuştur. Bu tarz diyetlerin yapılması veya bu yöntemle zayıflama ile ilgili bulgular çok zayıf sonuçlara dayanır. Hâlâ birçok kişi kan grubuna göre beslenmenin doğru bir yol olduğunu düşünmemekle beraber kendi kan grubuna uygun beslenme programı yapmak istemektedir. Kan grubuna göre beslenme planı, kan gruplarının oluşma durumuna göre yapılmaktadır. Kan gruplarının oluşmasına neden olan faktörler bulunur. Bu faktörler arasında, avcı ve toplayıcı yaşama başlama, yerleşik hayata geçme ve ardından insanların çiftçiliğe başlaması, bazı insanların göçebe yaşam tarzını benimsemesi son olarak modern insanın ortaya çıkışı bulunur. Bu faktörler insanların kan grubunu etkilemektedir. 1 Kan Grubuna Göre Beslenme Şekilleri Nelerdir? Kan grubuna göre beslenme diyeti, kan gruplarının ortaya çıkmasından dolayı insanların benimsedikleri bir beslenme şeklidir. Kendi kan grubuna göre diyet yapan insanların daha sağlıklı oldukları ve bu kişiler hastalıklara karşı bir direnç oluşturdukları söylenmektedir. Aidin Salih kan grubuna beslenme üzerine, Canan Karatay kan grubuna göre diyet alanında çok önemli tavsiyelerde bulunmuşlardır. Canan Karatay Diyeti de kendine has çok özel bir diyettir. Kan gruplarına göre sınıflandırılan insanların nasıl beslendiğinden ve tüketeceği besinler neler bahsedilecek olursa, şu şekilde açıklanabilir; A Kan Grubuna Göre Beslenme Nasıl Olur? A kan grubuna sahip insanların çiftçi yaşam tarzından geldiği bilinmektedir. Bu nedenle doğal ürünlerin tüketilmesinin daha sağlıklı olduğu düşünülür. A grubuna göre beslenme diyeti yapacak olan kişiler vejeteryan bir beslenme şekli benimsemelilerdir. Bu diyet tipine göre, a grubunda olanlar sebze ve meyve ağırlıklı beslenmelidir. A kan grubuna göre beslenme listesi yaparken süt, süt ürünleri, et ve hayvansal gıdalar ile birlikte tahılların listeye alınmaması gerekmektedir. A kan grubuna sahip insanların mideleri oldukça hassas olup, et tüketiminde hazımsızlık çekebilirler. Safra keselerinde genellikle sorun olmakta olup, yağlı etleri tüketmekten kaçınmalılardır. B Kan Grubuna Göre Beslenme Nasıl Olur? B kan grubuna sahip olanlar, göçebe yaşamı benimsedikleri için süt ürünlerini ve hayvansal gıdaları tüketebilirler. Aynı zamanda karbonhidrat ve meyve ağırlıklı olarak beslenebilirler. Her türlü besini kullanarak, bir diyet listesi oluşturabilirler. B kan grubuna göre beslenme yaparken beyaz et tüketimi yapılmaması gerekir. Ayrıca çok fazla süt ve süt ürünlerinin tüketilmesine dikkat etmeleri gerekir. Çünkü zamanla laktoz hassasiyeti gelişebilir. Her gıdayı kararında tüketmeleri gerekmektedir. 0 Kan Grubuna Göre Beslenme Nasıl Olur? 0 kan grubuna göre beslenme diyet yapacak kişiler karbonhidrat içeriği yüksek olan bir diyeti tercih etmelilerdir. 0 grubuna göre beslenme yaparken protein dengesi düşük olarak tutulmalıdır. Narenciye tüketilmesi önerilmemekle birlikte meyve ve sebzelerin tüketilmesinde herhangi bir sorun yoktur. Beyaz et, kırmızı et, balık ve hindi tüketiminin 0 kan grubuna sahip insanların diyetinde olmasında bir sakınca yoktur. Tahıl ürünleri tüketmeleri durumunda hızlı kilo alımı söz konusu olur. Ancak deniz ürünlerini tüketerek, kilo verebilirler. AB Kan Grubuna Göre Beslenme Nasıl Olur? AB kan grubuna sahip insanların sebze ve meyve tüketmelerinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak diğerlerinden farklı olarak hindi eti kesinlikle kullanılmamalıdır. Diğer et türlerinin tüketilmesinde herhangi bir sorun bulunmamakla birlikte süt ve süt ürünleri sınırlı sayıda tüketilebilir. B grubunda olduğu gibi dengeli bir biçimde her gıdayı tüketmelerinde bir sakınca bulunmamaktadır. Deniz ürünlerinin tüketimi daha çok tercih edilmelidir. Pin Kan Grubuna Göre Diyet Ne Kadar Etkili ? Kan grubuna göre beslenme diyet listesi oluşturmak birçok insanın kullandığı bir uygulamadır. Bilimsel olarak bir karşılığı bulunmamasına rağmen, Dr. Peter d’Adoma bu konuyla ilgili bir kitap çıkararak, insanların kan gruplarına göre beslenme ve diyet uyguladıklarında daha sağlıklı ve zayıf olacaklarını belirtmiştir. Bu kitap en çok satan beslenme ve diyet kitapları arasındadır. Kan grubu diyeti uygulayan kişilerde herhangi bir rahatsızlanma veya olumsuz bir sonuç ile karşılaşılmamıştır. Bu kavrama dikkatli bakıldığında, beslenme ve besin odaklı bir diyet listesi oluşturulmaktadır. Aslında her diyette bulunan uygulamalar benimsenmektedir. Bağışıklığı güçlü olan ve bağışıklığını güçlendirmek için uğraşan insanların kan grubuna göre beslenme diyetini uygulamasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Kan grubuna göre beslenme doğru mu evet ama kronik rahatsızlığı olanların bu diyeti uygulanmasında sorunlar meydana gelebilir. Çünkü verilen listelerde vitamin ve mineral değerlerinden söz edilmemektedir. Sağlıklı olmak için bu diyetin uygulamasında bir sakınca olmadığının belirtilmesi ile birlikte zayıflamak için kan grubuna göre diyet yapmak akıllıca bir fikir olarak görülmemektedir.
SAĞLIKLI VE KONTROLLÜ KİLO NASIL VERİLİR HANGİ KAN GRUBU NELER YEMELİ ?Milyonlarca farklı vücut, farklı metabolizma, yaş, cinsiyet farklılıkları tabii ki farklı beslenme şekillerinin de meydana gelmesini sağlamıştır. İnsanların kilo almasına sebep olan birçok etmen varken aynı zamanda zayıflamaları ve fazla kilolarından kurtulmaları için de belirli hassas durumlar vardır. Kilo bildiğimiz gibi beslenmeyle alakalıdır ve eğer zayıflamak istiyorsanız her zamankinden daha düşük kalorili, daha az ve yeterince beslenmeniz gereklidir. Bu da zayıflamak isteyen kişinin özelliklerine göre hazırlanacak bir diyet listesiyle mümkün olmaktadır. Son zamanlarda ünlü beslenme, diyet ve sağlık uzmanlarından duyduğumuz özellikle canan karatay ın üzerinde çok durduğu kan grubuna göre diyet sistemi tam da bahsettiğimiz beslenme şeklini yansıtmaktadır. Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Hilal Mutlu kan grubuna göre diyet sistemine karşı olumlu bakışını Herkesin parmak izi birbirinden farklı ise yapacağı diyet de farklı olması gerekmektedir’ diyerek belirtmiştir. Kan grubuna göre diyet listesi ile zayıflamak mümkün olduğu gibi aynı şekilde kilo almak isteyenler için de bu mümkündür. Bu diyet sisteminde kişiler kan gruplarına göre beslenecekleri için hiçbir şekilde aç kalmamış ve normal beslenmelerine devam ederken zayıflamanın da keyfini çıkarabilecekler. Kan grubuna göre diyet listesi ile zayıflamak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey kan grubunuza uygun besinlerle beslenmek olacaktır. Peki, hangi kan grubu nasıl beslenmeli, diyet listesinde neler bulunmalı birde bunlara göz atalım. Daha önce genel kapsamda ele aldığımız diyette yasaklı besinler konulu makalemizde olduğu gibi bu kez yasaklı besinleri kan gruplarına göre kategorize edeceğiz. Bildiğiniz gibi 0, A, B ve AB olmak üzere 4 farklı kan grubu vardır. Bu nedenle sizlere vereceğimiz beslenme çeşitleri de kan gruplarına göre 4 farklı grupta olacaktır. İşte kan grubuna göre diyet listesinde olması gerekenler0 Grubu Diyet Listesi Hangi Besinlerden Oluşmalı?0 kan grubuna sahip olan kişilerin diyet listelerinde yağsız ve dondurulmamış kırmızı et, beyaz et ve balık olmalıdır. 0 grubunda olan kişiler için süt ve süt ürünleriyle beslenmek diğer gruptakilere göre daha az çekici gelmektedir. Fazla kilolarınızdan kurtulmak istiyorsanız ekmeği ve taneli sebzeleri olduğunca az tüketmeye özen göstermelisiniz. 0 grubuna sahip olan kişilerin kilo vermesini engelleyen diğer bir etmen ise olan buğday içerisinde bulunan gluten miktarıdır. Bu nedenle kan grubuna göre diyet listenizde buğday ve ürünleri en az miktarda bulunmalıdır. 0 grubuna sahip olan kişilerin genelinde metabolizma hızı düşük olabilir. Tiroit hormonu üreten iyot miktarının vücutta yeteri kadar bulunmaması durumunda yediğiniz yiyeceklerin vücudunuzda sindirilmesi oldukça uzun bir zaman alacaktır. Bu sorunu çözmek, metabolizmayı hızlandırıp, iyot miktarını yükselterek zayıflamak istiyorsanız bol bol deniz ürünleri, iyotlu tuz, kırmızı et, karaciğer, ıspanak ve brokoli gibi besinleri kan grubuna göre diyet listenizde kan grubuna sahip olan kişilerin midelerindeki asit miktarı da oldukça yüksektir. Bu nedenle eti kolayca sindirebilirler. Ancak kan grubuna göre diyet listenizde yer vermeniz gereken et tüketiminden sonra fazla asitlenme olacağı için bunu önlemek açısından sebze ve meyve yemeye dikkat etmelisiniz. Süt ve süt ürünlerine yatkın olmayan bu grup hazırlayacakları kan grubuna göre diyet listesinde de süt ürünleri ve yumurtaya yer vermemelidir. Zaten metabolizması yavaş çalışan 0 grubu kişiler süt ürünleri ile beslendiklerinde metabolizma hızlarında daha fazla düşüş gözlemlenebilmektedir. Kalsiyum ihtiyacını da karşılayan bu besinlerin vücutta eksikliğinin meydana gelmemesi için takviye olarak dışardan kalsiyum hapları kullanmanız önerilmektedir. 0 kan grubuna göre diyet listenizde yiyeceklerinizi hazırlarken sıvı yağları kullanmanız gerekir. Özellikle zeytinyağı gibi önemli besin kaynağı olan bu yağları tükettiğinizde kalp ve damar sağlığınız korunmuş olacak. Kan ve damar sağlığı dışında kanda bulunan kolesterol miktarını da azaltan bu yağlar kan grubuna göre diyet listenizde mutlaka Grubu Diyet Listesi İçin Uygun BesinlerBeslenmenin insan için önemli olduğunu ve bunu ayaküstü geçiştirmenin çok yanlış olduğunu her zaman söylemişizdir. İşte A grubuna dahil olan kişilerin kesinlikle yapmaması gereken ayak üstü beslenme alışkanlığı olanlar da bunu terk etmelidirler. Bu gibi alışkanlıklara sahip olanlar bundan vazgeçip hazırlayacakları kan grubuna göre diyet listelerinde soya proteinleri, tahıl ürünleri ve sebzeleri bol bol bulundurmalıdır. Eğer A kan grubuna sahipseniz listenizde doğal ve organik besinlere ağırlık vermeniz gerekecek. 0 grubuna göre metabolizma konusunda tam ters olan A grubu kişileri kırmızı et yedikleri zaman vücutlarında bir ağırlaşma hisseder ve enerji kaybederler. Hâlbuki 0 grubu için kırmızı et listede bulunması gereken besinlerdendir. A grubunun enerji toplaması için kan grubuna göre diyet listesinde bol bol proteinli besinler ve sebzeler bulunmalıdır. 0 grubuna enerji veren bir besin olan et, A grubu için vücutta bir yağ deposu haline gelmektedir. Bunun sebebi A kan grubunda olan kişilerin mide asidinin düşük olmasıdır. A grubu sütlü besinlerin sindiriminde zorlanırlar. Süt ürünleri ensülin reaksiyonunu arttırdığı için metabolizma hızında yavaşlama meydana gelir. Bununla birlikte doymuş yağ oranı yüksek olan süt ve süt ürünleri şişmanlığın ve diyabetin kapısını A kan grubu için aralar. Bu sebeplerden dolayı süt ve süt ürünleri A kan grubuna göre diyet listesinde bulunmamalıdır. Kan grubuna göre diyet listesi içerisinde A grubu için olabildiğince az et ürünleri bulunmalıdır. Eğer sağlıklı bir şekilde zayıflamak istiyorsanız et tüketimini en aza indirmeli veya onun yerine haftada 2-3 kere balık veya tavuk eti tüketmelisiniz. Et tüketeceğiniz zamanlar etin yağsız olmasına, haşlama veya ızgarada pişirilmesine ve salam, sosis veya kavurma olmamasına dikkat edin. A kan grubuna göre diyet listesinde aşırıya kaçmamakla beraber haftada 3-4 kere fırında, haşlama veya ızgara olarak pişirilmiş deniz ürünleri kan grubunuz A ise sizin için en önemli besin sebzelerdir. Vücudun enzim, mineral ve antioksidan ihtiyacını gideren sebzeler A kan grubuna göre diyet listesinde bol bol bulunmalıdır. Sebze tüketimi yaparken çiğ olarak veya sadece haşlama olarak tüketmeniz önerilmektedir. Sebze ağırlıklı beslenmesi gereken A grubunun uzak durması gereken sebzeler ise domates, patates ve lahanadır. En çok tüketilmesi ve oldukça yararlı olan besinler ise A grubu için havuç, ıspanak ve balkabağıdır. A kan grubuna göre diyet listesinde eksik olmaması gereken bir diğer besin de sarımsaktır. Neredeyse her sofrada bulunması gereken sarımsak doğal bir antibiyotik olmakla beraber, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de oldukça yararlıdır. Sarımsak her kan grubu için tüketilmelidir. Ancak en aktif ve en yarar sağladığı grup A grubu kişileridir. Meyvenin kan grubuna göre diyet listesi içerisinde oldukça önemi vardır. A kan grubu için günde 3 öğün meyve yenmelidir. Bu grup için önerilen meyveler erik ve vişneyken tavsiye edilmeyen meyveler ise tropikal bölgede yetişen meyvelerdir. Bunun yanında kan grubuna göre diyet listesinde narenciye türü meyvelerde Grubu Diyet Listesi Hangi Besinlerden Oluşmalı?Değişik türlerde besin özelliğine sahip olan B grubunun, kan grubuna göre diyet listesinde bulundurmaması gereken besinler; mısır, buğday, mercimek, susam ve fındıktır. Bunlar B grubu için kilo aldıran ve B grubu kişilerinde yorgunluk, vücutta su tutulması ve kan şekerinde düşme gibi sorunlara yol açabilir. Zayıflamak için en iyi kan grubu diyebileceğimiz B kan grubu, 0 grubunda olduğu gibi tiroit sorunları yaşamamaktadır. Kan grubuna göre diyet listesinde çok aşırı olmamak şartıyla süt ve süt ürünleri tüketebilen B grubuna et için aynı şeyi söyleyemiyoruz. B gurubunda stres, yorgunluk yapan kırmızı et yerine veya yanına az miktarda dana ve hindi eti tercih edebilirsiniz. Ancak bağışıklık sisteminde sorun olanlar kuzu eti ve tavşan etinden uzak durmalısınız. Tavuk etinin de kan grubuna göre diyet listesinde bulunmaması gereken B grubunda bunun yerine hindi eti yenmelidir. Deniz ürünleri olarak ıstakoz, karides, kalamar ve midye kesinlikle tüketilmemeli bunların yerine derin denizlerde yaşayan balıklar tüketilmelidir. Süt ve süt ürünlerinin en faydalı olduğu B kan grubu süt tüketemiyorsa bunun yerine soya ürünleri kan grubuna göre diyet listesi hazırlarken zeytinyağı kesinlikle unutulmamalıdır. Sindirim sistemi için zararlı olan susam yağı, mısırözü yağı, ayçiçek yağı B grubu için kesinlikle tüketilmemelidir. Sebzenin oldukça önemli olduğu B grubu için hemen hemen bütün sebzeler tüketilebilir. Gün içerisinde 4-5 öğün sebze tüketebilen B grubu sadece domatesten uzak durmalıdır. Bunun yanında oldukça yararlı olan zeytinyağına nazaran tane olarak zeytin de B grubu için uygun değildir. Diğer kan gruplarına göre oldukça zengin bir sebze kültürüne sahip olan B grubu yeşil yapraklı sebzeler, patates, lahana, mantar gibi birçok sebzeyi gönül rahatlığıyla Grubu Diyet Listesi Hangi Besinlerden Oluşmalı?A ve B gruplarının beslenme şekillerine oldukça dikkat edilerek incelenmesi gereken AB kan grubu yiyecek seçiminde de en çok dikkat edilmesi gereken kan grubudur. A kan grubuna göre diyet listesi hazırlarken hem A hem de B grubunu göz önünde bulundurmalısınız. A ve B grubu için yenmemesi gereken besinler AB grubu için da sakıncalıdır. Ancak diğer gruplara önerilmeyen domates bu grupta rahatlıkla tüketilebilir. Zayıflama veya kilo alma konularında A ve B gruplarının gen özelliklerini taşıyan AB grubu biraz zorluk çekebilir. Mesela mide asidi miktarının az olduğu A grubunda olduğu gibi sizin de mide asidiniz düşük olabilir. Bunun yanında etin sakıncalı olduğu B grubunda olduğu gibi sizde et tükettiğinizde sindirim sorunu yaşayabilirsiniz. Yani et vücudunuzda yağ olarak depolanabilir. AB kan grubuna göre diyet listesinde kırmızı et bulundurmamaya, ara ara tüketeceğiniz zamanlarda sebze ile birlikte çok az tüketmeye dikkat vermek istiyorsanız tüketmeniz gerekenler deniz ürünleri, süt ürünleri ve sebze olacaktır. Sindirim sisteminizi zorlayacak olan hayvansal protein listede oldukça az olmalıdır. A grubunda olduğu gibi mide asidiniz düşük olacağı için azar azar ama sık yemeye özen göstermelisiniz. Kan grubuna göre diyet listenizi de bu sisteme göre ayarlamaya dikkat edin. Dana ve sığır etinden uzak dururken koyun, kuzu ve tavşan eti tam size göre. Süt ve süt ürünleri tüketirken B grubunu göz önünde bulundurarak yoğurt, kefir ve yağı alınmış krema tüketebilirsiniz. Yumurta da tüketebileceğiniz listenizde kolesterolünüzün artmaması için 2 yumurta beyazı ve 1 yumurta sarısı tüketin. Bu şekilde vücudunuzun protein ihtiyacını da gidermiş olursunuz.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı'nın her ay düzenlediği Aile Söyleşileri kapsamında Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, Antalya Kültür Merkezi AKM Perge Salonu'nda 'Karatay Diyetiyle Yaşam Boyu Sağlık' konusunu işledi. Karatay, çok yoğun ilginin oluştuğu söyleşide, aşırı kilolardan kurtularak hastalıklardan uzak, enerjik ve kaliteli bir yaşam sürmenin püf noktalarını anlattı. Şişmanlığın genetik olmadığını ancak ailesel olabileceğini ifade eden şişmanlığın verdiği bütün hastalıkların önlenebileceğini söyledi. Dünyada şişmanlığın en fazla ABD'de görüldüğünü dile getiren Türkiye'nin bu konuda orta sıralarda yer aldığını kaydetti. SAĞLIKLI BESLENME Sağlıklı beslenme konusunda da bilgiler veren “Yumurta yemeliyiz. Ancak yumurtanın kayısı kıvamında pişirilmesi gerekiyor. Çok pişmiş yumurtanın faydası yoktur. Yumurtayı çok yemenin de faydası yoktur. Bolca doğal peynir, zeytin ve zeytinyağı tüketmemiz gerekiyor. Zeytinyağı doğanın insanlara verdiği anne sütüdür. Doğal et yemeliyiz, örneğin pastırma gibi. En sağlıklı karbonhidrat fasulye ve mercimektir. Çiğ köfte sağlıklıdır. Fındık, fıstık vitamin deposudur. Kuzu ve özellikle keçi pirzolayı tüketebiliriz” dedi. KAN GRUBUNA GÖRE BESLENME OLMAZ Tansiyon, kalp, şeker, unutkanlık ve kanseri önleminin kişinin elinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, kolestrol konusundaki ilaçların da pek faydalı olmadığını savundu. Kan grubuna göre beslenme şekli olmadığına dikkat çeken anne sütünde ne varsa hepsinin tüketilmesi gerektiğinin altını çizdi. EKMEKTEKİ FRUKTOZ ZARARLI Efendigil Karatay, Türklerin en çok ekmek tüketen toplum olduğunu belirterek, ekmeğin içinde bulunan fruktozun direkt karaciğere gittiğini söyledi. Vücudun fruktozu eritemediğini dile getiren Karatay, Dünya Sağlık Örgütü'nün “Türkiye ekmek sorununu çözerse sağlık sorunlarını yüzde 30 oranında azaltabilir” görüşünün bulunduğunu belirtti. Türklerin ekmeği azaltmalarının nedeninin damak tadı ve alışkanlık olduğunu açıkladı. Yaş ilerledikçe hareket etmenin ve su içiminin arttırılması gerektiğini vurgulayan Karatay, “Yaşlılar, mutlaka D vitaminine baktırmalı. Kanser hastalarının en önemli bağışıklığı D vitaminidir” diye konuştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın eşi Dr. Günseli Akaydın, söyleşinin ardından katılımlarından dolayı çiçek verdi.
Söyleşi Sevilay AcarProf. Dr. M. Canan Efendigil Karatay, mesleğe 50 yılını vermiş değerli bir hekim. 4 farklı kıtada hekimlik yaptı, gezdi, gördü, farklı ülkelerin beslenme alışkanlıklarını gözlemledi ve Türk insanı için en uygun’, en iyi sonuç’ veren diyet formülü geliştirdi. Bu formülün adı Karatay Diyeti. Tamamen Türk damak zevkine göre hazırlanan Karatay Diyeti’nde, tereyağlı pastırmalı yumurtadan, kuru fasulye yemeğine kadar birçok alternatif var. Günde iki yumurta yiyerek ve mükellef bir kahvaltı sofrası hazırlayarak da zayıflayabileceğimizi anlatan Karatay’ın kitaplarındaki en şaşırtıcı bilgilerden biri ise Kolesterol’ün aslında mutluluk hormonu, stres hormonu ve seks hormonlarının besin kaynağı, yani insan hayatı için can simidi’ olduğu… Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, büyük ilgi uyandıran ve satış rekorları kıran Karatay Diyeti’ kitabının ardından ikinci kitabı Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık’ Kitabı ile de uzun süre gündemde kaldı. Son olarak geliştirdiği beslenme perspektifine uygun yemek tarifleriyle dolu kitabı Karatay Mutfağı’ nı yayınlayan Karatay, kuşkusuz son yılların en çok tartışılan bilim kişilerinden biri… İşte Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’la tüm bunları konuştuk…Kitabınızın önsözünde de yer aldığı üzere, Dünya Sağlık Örgütü ile Bill Gates Vakfının birlikte yürüttükleri, dünya çapında yapılmış kapsamlı bir araştırma sonucunda 2008 yılında bütün dünya nüfusunun üçte biri kilolu, dokuz yetişkinden biri de aşırı kilolu bulunmuş… Kitapta başka araştırmalardan da bahsediyorsunuz ve kitabınızı bu bilimsel çalışmaların ışığı altında hazırladığınızı yazmışsınız. Karatay Diyeti nasıl ortaya çıktı?Yurtdışında 17 yıl yaşadım ve çalıştım. İngiltere, Güney Afrika, Amerika ve Anadolu’da olmak üzere 4 kıtada hekimlik yaptım. Özellikle yurtdışında yaşadığım süre içinde gördüm ve izledim ki, her halkın beslenme ve yaşam biçimi bambaşka oluyor. Amerika veya Avrupa’da mucize diye ortaya atılan diyetler Türk halkının alışkanlıklarına kesinlikle uymuyor. Onların diyetleri, tamamen kendi halklarının alışkanlıklarına yönelik olarak hazırlanmış! Mesela, Rusya ve İskoçya’da sabah kahvaltısında, mutlaka balık yeniyor. ABD’de ise mısır gevreği…Amerika’da yaşarken yoğurdumu evde yapıyor, yemeklerimi de kendim pişiriyordum. Örnek olarak, kahvaltıda pastırmalı veya sucuklu yumurta, beyaz peynir, zeytin vb gibi alıştığımız ve hayatımız boyunca yediğimiz kahvaltılıkları arayıp buluyor, gerekirse Türkiye’den getirtiyorduk. Hiçbir zaman Amerikalıların meşhur bir kâse süt ve mısır gevreğine alışamadık. Mısır gevreklerini, boş kalorili ve işlenmiş gıda olması, birçok katkı maddesi, şeker ya da tatlandırıcı içermesi nedeniyle hiç evimize sokmadım. Amerikalı dostlarımız bizim kahvaltıya şaşırıyor ama evimize misafir gelip yedikleri zaman çok beğeniyorlardı. İşte bu ve buna benzer deneyimler, daha oralardayken Türk halkında problem ne?’ sorusunu aklıma getirdi ve bu sorunun cevabını uzaklardan gözlemleme fırsatı verdi. Çünkü çocukluğumdan itibaren Türkiye’de büyümüşüm, Anadolu adetleri ile yetişmişim, en önemlisi ülkemi, ülkemde yetişen doğal yiyecekleri ve Türk halkını çok seviyorum… Merak bu noktadan çıkmış almak ve kilo vermek çok basit iki kavram gibi görünüyor fakat siz kitapta bunun tıbbi tanımını yapmışsınız. Yağlar vücudumuzda nasıl birikiyor, bu mekanizma nasıl işliyor?Ağzımıza bir lokmayı alıp çiğnemeye başladığımız anda, kan şekerimiz ve kan insülinimiz birlikte yükselmeye başlar. Yemek yedikten ortalama 2–2,5 saat sonra ise insülinin etkisi sonucu kan şekerimiz azalır. Kan şekeri, insülin hormonu etkisi ile nefes almamız, yürümemiz, yemek yememiz, kitap okumamız, evde veya işte çalışmamız, uykumuz vb işler için gereken enerjiyi sağlar… Aynen arabalarımızın motorunun çalışması için benzinin yakılması gibi, kan şekerimiz de insülin hormonu sayesinde yakılmış ve bize o an için gerekli olan enerjiyi sağlamış olur. Bu nedenle yemekten 2–2,5 saat geçtikten sonra kandaki insülin hormonu ve şekerimizin düzeyleri giderek düşmeye başlar! Yediğimiz herhangi bir gıdadan sağlanan enerji çok fazla ise aşırı miktarda gıda tüketilmesi durumunda ya da fizik aktivitemiz çok az olduğu için bünyemiz yükselen kan şekerinin hepsini yakıt olarak kullanamaz! Bu durumda, insülin hormonunun ikinci görevi devreye girer. İnsülin hormonunun önemli ikinci görevi, artmış kan şekerini depo yağlarına dönüştürerek trigliserid vücudumuzda yağ olarak depolamasıdır. Bu arada yemek yedikten aşağı yukarı 2–2,5 saat geçtikten sonra vücudumuza enerjinin yakıt ve benzin sağlanması amacı ile bu sefer pankreasımızdan glukagon denilen bir hormon daha salgılanır. Glukagon hormonu’ da karaciğerimizde önceden depolanmış olan yedek şekerin kanımıza geçmesini ve yakıt olarak kullanılmasını sağlar. Bu şekilde motorun çalışmasını devam ettirebilmek amacı ile gerekli olan yedek yakıt kullanılmış olur. Karaciğer deposundan sağlanan yedek benzinin miktarı çok fazla değildir. Bu nedenle kısa süre içinde tükenir. Normal ve sağlıklı şartlarda, herhangi bir gıda yemeden ve acıkmadan 4–5 saat geçirebilmemiz; bu hormonların düzenli, yeterli ve etkili bir şekilde uyum içinde çalışmaları sonucu mümkün olmaktadır. Yemekten 2 saat sonrasına kadar insülin hormonunun, bundan 2 saat sonrasına kadar da glukagon hormonunun etkisi devrededir. Bu zaman zarfında yani yemekten 4–5 saat sonra ağzımıza bir lokma dahi koymadan normal yaşamımızın devam etmesi amacı ile leptin hormonu’ adında son derece önemli olan bir hormon salgılanmaya başlanır. Leptin hormonunun görevi, vücudumuzun çeşitli bölgelerinde önceden depolanmış olan yağları yıkarak, vücudumuza gerekli olan yakıtı ve dolayısı ile enerjiyi sağlamaktır. Leptin hormonu, ikinci yedek depodaki benzinin yakıt olarak kullanılmasını tavsiye ettiği sık sık ve az az yiyin sözünün tam tersini savunuyorsunuz. Sık sık yemek metabolizmayı hızlandırmaz mı?Tabii ki hızlandırır… Ancak sık sık yemek yediğimiz zaman kan şekerimiz ve insülinimiz de sürekli olarak yükselmekte ve yüksek kalmaktadır. Kan insülin değerlerinin normal düzeylere inmesine imkân verilmemektedir. Hızlı metabolizma ve yüksek kan insülin değerleri, yağların yıkılmasını yakılmasını değil de yağların depoya gönderilmesini sağlar. Yağların depo edilmeleri sırasında ise birikmiş olan yağların enerji olarak kullanılmaları mümkün değildir!Bütün yağlar zararlı mıdır?Doğal olan bütün yağlar, sağlıklıdır… Zararlı değildir! Vücudumuzda biriken yağların sağlıklı olarak yıkılması da, ancak sağlıklı yağlar yiyerek mümkün olmaktadır. İnsana zararlı olan, doğallıkları bozulmuş yağlar, tereyağı, hayvansal katı yağlar, balık yağı yani Omega-3; bozulmamış ısıl işlem görmemiş olan mısırözü ve ayçiçeği yağları yani Omega-6; zeytin ve fındık yağları yani Omega-9 yağlarıdır. Yaşayan bir organizmada tüm hücreleri çevreleyen hücre zarları vardır. Hücre zarları, hücrelerin nefes alması, beslenmesi, korunması ve normal çalışmasını sağlar. Bütün hücre zarlarını, temel yapı taşları olan Omega-3, Omega-6 yağları ve kolesterol oluşturur. Bu tür yağlar doğal olarak her gün düzenli bir şekilde tüketilirse, hücrelerin nefes almaları, beslenme ve çalışmaları normalleşecek, sonuç olarak insülin ve leptin direnci Diyeti kitabının en sonunda haftalık liste vermişsiniz. Bu listede akşam bile olsa yürüyüş öneriyorsunuz. Kitabın ikinci bölümünü ise spor yapmaya ayırmışsınız. Neden spor yapmadan sağlıklı kalınmaz?Rutin bir şekilde muntazam ve sürekli olarak yapılan egzersiz insülin ve leptin direncini kırar ve gelişmesini önler. Egzersiz ile organizmada gelişen yararlı değişiklikler şunlardır Egzersizin ilk 15–20 dakikasında enerji olarak, bacak adalelerinde glikojen olarak depolanmış olan şeker’ yakıt olarak kullanır. Egzersizin süresi 20 dakikadan daha fazla olursa, enerji olarak kanda bulunan şeker ve serbest yağlar kullanılır. Dolaşımda bulunan birikmiş yağ ve şekerler bu şekilde azalır. Böbrek üstü bezinden adrenalin hormonu salgılanır. Bu sırada adrenalin hormonu depo yağlarımızı yıkarak gerekli enerjiyi sağlar. Uzun süren egzersiz sırasında yorgunluk hissetmemizin nedeni, salgılanan adrenalin hormonudur. Tokluk hissetmemizin nedeni de adrenalin hormonunun bir süre daha depo yağlarını yıkmaya devam etmesine bağlıdır. Eğer egzersiz 40 dakikadan fazla sürecek olursa, karaciğer ve vücudumuzda depo edilmiş olan birikmiş yağlarımız yıkılarak kan şekerine dönüşür ve gerekli enerji sağlanır. Burada dikkat edeceğimiz nokta, herhangi bir egzersiz programına başlarken aktivite süresini birden bire değil de yavaş yavaş artırmaktır. Örnek olarak, yürüyüşümüze bir hafta içinde en az 3–4 kez muntazam bir şekilde 15–20 dakika ile başlayıp, her hafta kendi enerji düzeyimize ve yorgunluk hissetmediğimiz süreye göre 5–10 dakika bir Hipokrat sözü yer alıyor “ uzun yol yürüyen uzun yaşar” yürüyüş yapmak neden çok önemli?Düşük kan şekeri hedefine ulaşmak için her gün en az 50–60 dakika yürüyüş yapılmasının şart olduğunu bir kez daha hatırlatırken; fizik aktivite azlığı yani tembellik, hareketsizlik ve uyuşukluğun insülin ve leptin direncinin başlamasında en önemli ve ilk faktör olduğunu da vurgulamak gerekiyor. Bunların yanında düzenli fizik aktivite yaparken beynimizde mutluluk hormonu denilen endorfin’ ve egzersiz sırasında böbrek üstü bezinden de adrenalin’ salgılanmaya başlar. Bu iki hormon da egzersiz sonunda vücutta doğal olarak rahatlama, gevşeme ve uyku haline neden olur. Yani egzersiz sonunda doğal bir şekilde stres giderilmiş olur.“Doğal olan bütün yağlar sağlıklıdır… Zararlı değil!” diyorsunuz. Biz yıllarca yağların zararlı olduğu inancı ile hareket ettik, salatamızda bile yağ kullanmadık. Doğal olan ve olmayan yağlar neler?Bildiğimiz gibi yemeklerimizde kullandığımız yağlar, hayvansal katı yağlar yani doymuş yağlar ve bitkisel sıvı yağlar yani doymamış yağlar olarak iki gruba ayrılmaktadırDoymuş yağlar, hayvansal kaynaklı olan katı yağlar ve tereyağıdır. Bu yağlar, doğallıkları bozulmadan tüketildikleri takdirde zararlı değil, bilakis sağlıklı bir vücut için olmazsa olmaz ana besin maddeleridir. Bağışıklık sistemimizi kuvvetlendiren temel yapı olan yağlar, bitkisel kaynaklı olan sıvı yağlardır. Bitkisel kaynaklı sıvı yağlar da üç alt gruba ayrılırlar1. Tekli doymamış yağ grubunda, Omega-9 grubundaki gibi zeytinyağı ve fındık yağı faydalı sıvı yağlar Çoklu doymamış yağ grubunda, Omega-3 balık yağı ve Omega-6 doğal yani ısıl işlem görmemiş soğuk pres yöntemiyle üretilmiş mısırözü, ayçiçeği yağları gibi bitkisel sıvı yağlar Çoklu doymamış trans yağlar da, doğallıkları bozulmuş bitkisel kaynaklı sıvı yağlardır. Trans yağlar, fabrikasyon işlem ve yanlış kullanma sonucu doğallıklarını kaybetmişlerdir. Bu yağlar bozulmuş olan yani ısıl işlem görerek üretilmiş ve kızartmalarda daha da zararlı hale gelen rafine mısırözü, ayçiçeği, kanola, pamuk, soya yağları gibi bitkisel sıvı yağlar ve bu yağlardan elde edilen margarin türü bu sebepler son bilimsel buluşların ışığı altında bütün yağları suçlamak yerine, doğal olmayan zararlı yağlar yani trans yağlar ve doğal olan faydalı yağlar olarak iki gruba ayırmalıyız. İşlemden geçmiş olan bütün bitkisel yağlar doğallığını kaybetmiş, sağlığa zararlı Omega-6 içermektedir. Bütün margarinler ve her türlü hazır yiyecekler de işlenmiş olduklarından dolayı bozulmuş, yani trans yağa dönüşmüş Omega-6 içerirler. Omega-3 ve Omaga-6 yağları ile trans yağlar konusundaki detaylı bilgileri ve vücuda etkilerini Karatay Diyeti ve Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık kitaplarında şekil detayları ile birlikte Diyeti’ni en cazip kılan şeylerden biri de, diyet reçetesinde yumurta bulunması, hatta siz her gün iki yumurta yenilmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Yumurta kolesterolü tetiklemiyor mu?Hayır. Doğal özgür olarak gezinen ve doğal yemle beslenen tavukların yumurtası kan kolesterolünü yükseltmez. Aksine kolesterolsüz ve sağlıklı bir hayat için her gün iki adet bütün doğal yumurta edilecek en kritik nokta, yumurtaların çok katı olarak haşlanmamış olmasıdır! Yumurtaları yağda kavurmadan, yakmadan, yani doğallıklarını bozmadan pişirmek gerekmektedir. Yumurtalar kayısı kıvamında suda haşlanabilir, saf tereyağında pişirilebilir ya da omlet olarak hazırlanabilir. Bu yollarla doğal bir şekilde tüketilen yumurta kan kolesterolünü yumurta sarısında yüksek miktarda kolesterol yok mu?Ortalama 50–60 gr kadar olan bir yumurta sarısında, 150–180 mgr kolesterol bulunur. Bilinenin aksine 150–180 mgr olan bu kolesterol, yumurta sarısı yenildiği zaman kanımıza doğrudan doğruya 150–180 mgr kolesterol olarak geçemez. Bu nedenle, yumurta sarısını yemekle kan kolesterolü yükselmez. Yumurta kan kolesterolünü yükseltir’ fikri yukarıda açıkladığımız bu bilginin yanıltmasından ve çarpıtılmasından kaynaklanmaktadır. Bu amaçla, yumurta ile yapılmış önemli birkaç çalışmadan bahsetmek bütün dünyada kalp uzmanlarının kılavuz olarak kabul etmiş olduğu ünlü Framingham Kalp Çalışması’nda Framingham Heart Study, Boston Üniversitesi’nde 912 kişinin beslenmesi 1948 yılından beri izlenmiştir. Bu çalışma sonucunda, haftada 7 ya da 24 adet yumurta yiyen kişiler ile hiç yumurta yemeyen kişilerin arasında kan kolesterolü bakımından anlamlı bir fark olmadığı bildirilmiştir. Ünlü Framingham çalışmasında, yumurta tüketimi ile kalp krizinden ölüm arasında da doğrudan doğruya bir ilişkinin bulunmadığı gösterilmiştir. Yani, yumurtanın ne kolesterolü yükselttiği, ne de kalp krizine neden olduğu hiçbir şekilde ispat kibrit kutusu peynir ile başlayan ve psikolojiyi o anda bozan boş tabak diyetlerinden çok farklı bilgiler var kitapta. Örneğin, kolesterolü yükselttiği için diyet listelerinde bile yer almayan kırmızı et’… “Yiyebilirsiniz” diyorsunuz… Kırmızı et zararlı değil mi?Biyolojik ve biyokimyasal bileşimleri açısından bütün kırmızı etlerin eşit olduğunu kabul etmemiz, bilimsel olarak mümkün değildir. Bu nedenle, kırmızı et derken, hangi kırmızı etten bahsettiğimizi bilmemiz örnek verecek olursak, çayırlarda serbestçe dolaşan kuzuların ve 3 yaşlarında genç olan hayvanların kasları içinde faydalı bir yağ asidi olan oleik asit’ ve Omega-3 bulunur. Omega-3’ de son derece faydalı olan temel bir yağdır. Oysa stilbestrol gibi büyüme hormonu ile büyütülüp, suni yemlerle aşırı şekilde yağlandırılan yaşlı ve iri sığırların adaleleri içinde zararlı bir yağ olan stearik asit’ oluşmakta ve depo edilmektedir. İşte kırmızı etleri zararlı hale getiren, adalelerin içinde aşırı miktarda birikmiş olan bu stearik asit’ yağıdır. Kızartma ve mangalda ızgara yapılan etlerin stearik asidi, hemen trans yağa dönüşür. Kırmızı etleri sağlığa zararlı hale sokan trans yağlardır. Büyüme hormonu ve suni yemle beslenmemiş, özgürce dolaşarak doğal otları otlayan kuzu, dana ya da koyun etlerini doğru usullerle pişirip, yemenin sakıncası yoktur! Aksine faydası fıstık yiyerek de zayıflamak mümkün mü? Kuru yemişler neden kilo aldırmaz?Kuruyemişler kilo aldırmaz. Fındık, fıstık, ceviz, badem vb gibi kuruyemişler, glisemik indeksleri %0–20 düşük olduğu için kilo aldırmazlar, aksine kilo verdirirler. Aynı zamanda, kabak ve ayçiçeği çekirdekleri de kilo aldırmaz. Kuruyemişler, doğal olan Omega-3, Omega-6, Omega-9, ayrıca birçok aminoasit ve yoğun bitkisel protein kaynağıdırlar. Doğanın vitamin ve mineral deposu olarak kabul edilirler. Ancak dikkat edilecek nokta kuruyemişlerin kavrulmamış ve tuzlanmamış olarak yani çiğ bir şekilde Karatay Diyeti ne öneriyor?Glisemik indeksi düşük yiyecekler yani sağlıklı yağ, protein ve karbonhidratlar kuvvetli ve proteinli kahvaltı yapılması arasında en az 4–5 saat geçmesine dikkat 3 öğünden fazla yemek yenilmemeli, ara öğünler arasında bol limonlu su, limonlu şekersiz çay ve ayran gün 2–3 litre sıvı almaya dikkat saat sonra hiçbir şey gün veya akşam en az 40–60 dakika yol yürümeli ya da en az 40–60 dakika sevilen bir fizik aktivite düşük ısıda, uzun sürede soğuk sıkım sızma zeytinyağı veya saf tereyağı yemekler ve kızartmalarda kesinlikle mısırözü veya ayçiçeği yağı kullanılmamalı!Yemeklere, pişirildikten sonra damak tadına göre nane, maydanoz, kekik, siyah ve acı kırmızıbiber, sumak vb da soğuk sıkım sızma zeytinyağı veya keten tohumu yağı, geleneksel usul doğal fermantasyon sirke ve limon, ayrıca arzuya göre sarımsak zeytin, peynir, yoğurt, susam veya keten tohumu sirkeli geleneksel usul doğal fermantasyon, az tuzlu kristal kaya tuzu ev turşusu yapılarak olmamaya dikkat edilmeli. Doğal yiyeceklerle her gün iki kez yumuşak bir şekilde büyük abdeste diyeti uygulayanlar oldu mu? Onlar ne düşünüyorlar?Elbette oldu. Zaten ben bunu 10–15 yıldır hastalarıma öneriyorum, kitap yeni çıktı. Birçok hastamdan çok olumlu dönüşler aldım. Bunların bir kısmını Karatay Diyeti ve Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık kitaplarımın sonunda hastalarımdan izin alarak okuyucularımla kitabınız Karatay Diyeti’nde yer alan bilgiler, diyet ve sağlıklı yaşam ile ilgili ezber bozan diyebileceğimiz bilgilerle doluydu. Bu konuda hem diğer uzmanlardan hem de Türk halkından aldığınız tepkiler nasıl oldu?Doğal olarak hem olumlu hem de olumsuz yaklaşımlar oldu. Her dönemde tıpta ekol farklılıkları olabilir. Ben 50 yıllık bilimsel birikimimi bu kitaplarda halkla ve gazetelerde Karatay Diyet’i çok yer aldı ve tartışıldı. Size nasıl yansıdı bu durum?Elbette olumlu yansıdı ama ben halkın içinde yaşayan bir hekimim. Hayatım aynı şekilde devam ediyor ama taksiye binince taksicisinin sevgisi, gazete alırken gazetecinin güleryüzü, vapurda karşılaştığım insanların sıcak tavırları beni mutlu ediyor elbette… Bir nebze olsun insanlara faydalı olabildiysem ne mutlu…İkinci kitabınız Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık kitapçılarda okuyanlarınızla buluştu. Bu kitabın diğer kitaptan farkı nedir?Karatay Diyeti kitabı okuyucularımızdan gelen sorulardan anladık ki bazı konular açılmalı, detaylandırılmalı. Sağlıklı kilo verme’nin kapsamı genişletilmeli, tüm hayatı içine almalı. “Sağlıklı yeni nesillerin gelişmesi, her yaşta bağışıklık sisteminin güçlü olması ve ömür boyu hastalıktan uzak kaliteli bir yaşam sürmek için ne yapmalıyız?” sorusu yanıtlanmalı. “Mevsimlere ve yaş dönemlerine göre, 365 gün 24 saat nelere dikkat etmeliyiz ki, her yaşta kendimizi dinç hissedelim ve hastalıklarla aramıza kalın bir duvar örelim?” sorusuna da cevap Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık kitabı, Karatay Diyeti kitabının devamı niteliğindedir. Klasik bir diyet kitabı değildir! Doğru beslenme, sağlıklı ve kalıcı kilo verme, hastalıklardan korunma ile ilgili çok daha kapsamlı ve yeni bilgiler içeriyor. Aslında doğal bir sağlık sigortası’ gibi düşünebilirsiniz. Sizi hem hastalıktan, hem hastalık korkusuyla sigorta poliçelerine bağımlı yaşamaktan, hem şişmanlıktan, hem de zararlı ve pahalı fabrikasyon yiyeceklere masraf yapmaktan kurtarıyor. Geleneksel damak tadımıza göre, rahatlıkla ulaşabileceğiniz besinleri tüketmenizi tavsiye ediyor, sürekli bir şekilde kolaylıkla uygulayabileceğiniz öneriler Diyeti’nin diğer diyetlerden farkı nedir?Bütün tercüme diyetler, hangi ülkede hazırlanmışsa doğal olarak o ülkenin halkı için düzenlenmiştir. O ülkede yaşayan insanların imkân ve alışkanlıklarına yönelik yöresel bilgiler ışığında ortaya olan, yiyeceklerimizi kendi mutfağımızda, yerel pazarlarımızda kolaylıkla erişebilinen ürünlerimizle hazırlayabilmemizdir. Karatay Diyeti de alışmış olduğumuz damak tadımıza göre, rahatlıkla ulaşabileceğimiz besinleri tüketebileceğimiz, sürekli bir şekilde kolaylıkla uygulayabileceğimiz öneriler içermektedir. İşte bu sebeple Türk halkı için en uygun beslenme biçimi olduğuna inanıyorum. Örneğin ülkemizin doğusunda hazırlanan bir Elazığ veya Van kahvaltısı ile Ege Bölgesi’nde ya da Rize’de hazırlanan sabah kahvaltıları arasında bile muazzam farklılıklar bulunmaktadır. Aynı ülke içinde dahi alışkanlıklar ve elde edilebilen ürünler değişik olmaktadır!Komşu ülkelerin, bizim ülkemizde yetişen sebze ve meyvelerle yapılan, damak tadımıza uygun sağlıklı yemek tarifleri denenebilir ama diyet listesi çok farklı bir konudur! Yabancı ülkelerin alışkanlık ve beslenme biçimlerini örnek alan, o ülkelerde hazırlanmış liste ve kılavuzlara göre, bizim halkımızın önüne sağlık gerekçesiyle yasaklar getirmek, bana göre doğal değildir. Biraz zorlama olmaktadır ve bilimselliğe aykırıdır. Bu nedenlerle de başarı oranları düşük olmaktadır. Çünkü bir diyet başarılı olmuş olsaydı bu kadar çok diyet ortaya çıkmazdı. Bu diyetlere Yo-Yo diyet deniyor. Aç kalan herkes bir miktar kilo verir. Kalori hesabı yapınca ilk başta her şey düzene girmiş gibi görünür. Ama uygulamalar ve sonuçlarından sonra kalori hesabının da tehlikeli olduğu bilimsel olarak gösterildi. Artık kalori hesabı yapılmıyor. Aç kalarak veya düşük kalorili bir diyeti uyguladığınızda kilo veriliyor fakat beyinde vücut kıtlık içinde’ algılaması oluşuyor ve beyin metabolizmayı yavaşlatıyor. Bir miktar kilo verilse bile normal yemek alışkanlıklarına geçer geçmez, beyinden hemen vücut tekrar kıtlığa girebilir’ diye depolama mesajı geliyor. Ayrıca, insanlarımız da doğal olarak hep aç mı dolaşacağım’ diye bıkıyorlar. Ancak bu mesaj da beyinden geliyor. Yani beyinden yiyin depolayın, vücudunuz bir sonraki kıtlık için hazır olsun’ diye uyarı geliyor. İşte yemeklere saldırıp, sürekli yemek yeme duygusu da böyle gelişiyor. Çünkü beyin, tüm vücudu idare ediyor. Beyinden mesajları gönderen ise leptin hormonu’dur. Bütün açlık veya tokluk duygularımızı leptin hormonu yönetir. Orkestra şefi gibi bütün vücut hormonlarını idare Diyeti’nin amacı, sağlıklı beslenme ve yaşam biçimini yerleştirmektir. Alışkanlıklarımızı sağlıklı yönde değiştirmektir. Alışkanlıklar kolay kolay değişmediği için bu diyette birdenbire kilo verilmez. Çünkü maalesef yıllarca vücutta birikmiş yağlar, kızgın tavadaymış gibi erimez. Metabolizmanın terse dönmesi gerekiyor. Karatay Diyeti ile önce vücudun kilo alması yani yağların birikmesi önleniyor. Daha sonra bir durağanlık devresi oluyor. Ondan sonra da birikmiş olan yağlar yıkılarak kalıcı olarak kilo veriliyor. Bu diyeti uygulamaya başladıktan sonra yediklerimiz bizi acıktırmıyorsa işte bu iyileşmenin ilk belirtisidir. İlk haftalardan itibaren bu iyileşme başladı ise doğru yoldayız hafta hemen herkes farkı hissediyor. Daha sonra ortalama altı aya kadar sonuç alınabiliyor. Ancak önemli hastalığı olanlarda iki seneye kadar süren takipler de var. Bu sebeple sabretmek gerekiyor. Gençlerde çok hızlı sonuç alınabildiği gibi 60 yaş üstü menopozdaki hanımlarda daha yavaş yol alınıyor. Günde 5 km yol yürüyen çok hızlı hedefe ulaşabildiği gibi, günde 20 dakika yürüyen daha yavaş Diyeti’ni uygularken yediğiniz her şey doğal ve mevsimsel olacak. Katkı maddesi içeren ve işlenmiş hiçbir şey yenmeyecek. Yemek yenilen zamanlara dikkat edilecek. En önemli nokta, akşam sekizden sonra hiçbir şey yememek, bol su içmek ve hareket etmek… Hareket çok önemli, bunun için herkesin bahane ortaya koymadan vakit ayırması gerekiyor. Büyük iş adamlarımız, banka veya şirket müdürleri ya da memurlarımız bana geldiğinde öğle tatilinde dışarı çıkıp 15–20 dakika yürümelerini öneriyorum. Başlangıçta bu bile yeterli. Yatmadan önce yaşadığınız binanın etrafında birkaç tur atabilirsiniz. Veya çocuğunuz varsa, hiç evden çıkamıyorsanız, eşinizi alın müziği açın ve bir saat dans edin… Kolbastı mı yaparsınız, vals mi yaparsınız, rock’n roll mu yaparsınız tercih sizin!Türk halkının beslenme şekli ve yaşam tarzıyla ilgili gördüğünüz problemler neler? Karatay Diyeti neden Türk Halkı için en uygun diyet?Birincisi, Türk halkındaki en büyük problem hareketsizlik! Spor yapan küçük bir kitle var ama genel olarak çocukluktan itibaren aktif Türk halkı maalesef çok fazla ekmek, tatlı ve unlu gıdalar tüketiyor. Tamam, ekmek lezzetli ona bir şey demiyorum. Ben de yurtdışında yaşarken buradaki ekmeği, pideyi, susamlı simidi ve onların kokusunu çok özledim…1995 yılında Amerika’dan döner dönmez ilk yaptığımız şey, Türk ekmeğine, pidesine saldırmak oldu. Samimi söylüyorum ekmek, pide, simit hepsini çok özlemişiz. Tabii bunlara saldırır saldırmaz eşimle birlikte şişmeye başladık; tansiyonlarımız birden yüksek seyretmeye başladı, halsizlik şikâyetlerimiz de arttı. Burada önemli bir nokta var ki, eşim ve ben çok hareketli ve sağlıklı olduğumuz halde bu sorunları yaşadık! Sonra önce tuzsuz ekmeğe geçtik. Tabii ben hekim olarak bu konuyu ele alıp çalışmaya başlayınca, önce fırınları Kadıköy’deki fırınların birçoğuna gittim ve “Ekmek hamuruna ne kadar tuz atıyorsunuz?” diye sordum. Doktor olduğumu falan bilmiyorlar, bana “Bir ölçümüz yok” dediler. Kömür küreği ile hamura tuz atıldığını gördüm. Ölçü falan yok, artık Allah o gün ne verdiyse atıp gidiyorlar. İşte buna şahit olduktan sonra eşimle birlikte ekmek yemeyi tamamen bıraktık, tuzu azalttık ve rahatladık. Amerika’dan gelen arkadaşlarımızın birçoğu da hep benzer olaylar yaşadılar. Hatta başları çok ağrıyıp, çarpıntıları başlayınca kardiyologa bile gittiler. Bana telefonla danıştıklarında, “Ekmeği kesin” diye öğüt verdim, ekmek yemeyince rahatladılar. İşte bizzat yaşanmış bir gözlem ve deneyim de bu ülkemiz taze meyve cenneti. Tabii bunun yanında aynı zamanda kuruyemiş cenneti. Fakat halkımız sağlıklı sanarak her gün neredeyse 2–3 kg taze meyve yiyor. Ama kuruyemiş kilo aldırır diye uzak duruyor! Meyve şekerinin çok tehlikeli olduğu bilimsel makalelerde zaten yazılıyor. Kuruyemişlerin gerçek değeri ise Türkiye’de maalesef bilinmiyor… Bu tespitler aslında çok basit o dönemde Türkiye’de elime aldığım diyet listelerinde 1995 yılından bahsediyorum “Yumurta sakın yemeyin!”, “Kırmızı et sakın yemeyin!”, “Kuruyemişler yağlıdır ellemeyin” diye ifadeler görünce ve şahsen bunların da sağlıklı olduğunu düşündüğüm için araştırmalarıma başladım. Üstelik dünyanın en sağlıklı meyvesi olan zeytin de yasaklanıyordu. Buna da şaşırmıştım. Sonra düşündüm ki Amerika’da kahvaltıda zeytin yok! Orada yalnız kokteyl zeytini vardır. Bu nedenle hiçbir diyet listesinde yer kaldığım dönemde beslenme konusuyla ilgili devamlı okuyup notlar alıyordum. Orada ilgimi çeken konulardan biri de, sağlıklı olduğu için çok ceviz tüketilmesiydi. Türkiye’ye geldiğimde ben de herkese ceviz öneriyordum. O dönemde Gaziantep’te Sani Konukoğlu Hastanesi Kalp Bölümü’nün kurulması için davet edildim. Oraya gidip 5 profesör arkadaşla birlikte çalışmalara başladım ve Sanko Kalp Bölümü’nü kurdum. Gelen hastalara ceviz yemelerini önermemin ardından bir gün Gaziantep fıstık üreticileri gelip “Hocam fıstık satışlarımız düştü. Fıstık, sağlıklı değil mi? Biraz da fıstık önerseniz” dediler. Ve benden fıstığın sağlığa faydaları ile ilgili araştırma yapıp, bir yazı yazmamı istediler. İşte o anda fark ettim ki Amerika’da yalnız ceviz bulunduğu Kaliforniya’da yetişir ve konuşulduğu için ben de burada herkese cevizi öneriyorum. Hâlbuki Türkiye’de hem ceviz, hem fıstık, hem fındık, hem de badem yetişiyor. Sonra hepsinin faydalarını inceledim. Bu olay bana her ülkenin kendine has doğal besinleri olduğunu öğretti. Hiçbir ülkenin ne besinleri ne de alışkanlıkları aynı değildi. Mesela öğrendim ki, Eskimolar ve Çinliler hiç ekmek tüketmiyorlar, son derece hareketli insanlar. Çinliler her sabah bir saat jimnastik yapmadan işlerine gitmiyorlar, işe giderken de bisiklet tereyağını öneriyorsunuz. Anneannelerimizi ya da Anadolu’nun, Karadeniz’in bir köyünde karşılaştığımız teyzelerimizin al al yanaklarını gördüğümüzde, hepimizin aklından mutlaka o soru geçmiştir Yağ ve et insan sağlığına zararlı değil mi? Peki, tereyağı, et ve sütle beslenen bu insanlar neden bu kadar sağlıklı? Bunun doğal beslenme şekliyle bir bağlantısı var mı?Elbette var. Ayrıca köy insanları çok hareketli yani hem sağlıklı ve doğal besleniyorlar hem de hareket ediyorlar ve sağlıklı, dinç kalıp uzun ömürlü oluyorlar. Yedikleri et, süt, yoğurt, tereyağı, peynir, yumurta hep doğal meralarda beslenen hayvanlardan…“Her gün en az bir öğün et yemeli… “ diyorsunuz…Herkes, her gün en az bir öğün et yemeli. Etten korkmalarına gerek yok. Hindi eti sağlıklıdır diyorlar. Peki, kırmızı etle hindi eti arasında ne fark var? Hiçbir fark yok. İkisinde de kolesterol var, eğer kolesterole taktılarsa. Akdeniz mutfağı en sağlıklı mutfaktır. Yahni gibi tencerede yaptığımız etleri istediğimiz kadar yiyebiliriz. Bamyada kuşbaşı et, sebze yemeklerinde kıyma kullanmanın hiçbir sakıncası yok. Bonfile, pirzola gibi etleri de düşük ısıda ızgarada pişirmenin sakıncası yoktur. Ancak tavuk suyu ve et suyu adı ile satılan paketli tabletleri alıp kullanmamak gerekir, tehlikeli ve sağlığa zararlı olan işlem görmüş hamsiyi una bulayıp kızartmak da kanserojendir. Buğulamayı tercih etmeliyiz. Sağlıklı pişirme şekilleri ızgara, buğulama ve fırında pişirmedir. Kırmızı et, tavuk veya balıkları, plastik poşet içinde veya alüminyum folyoya sararak pişirmek de oldukça zararlı! Çünkü plastik poşetlerdeki polikarbonlar, alüminyum folyodaki alüminyumlar vücuda giriyor. Alüminyum vücuttan atılamıyor ve Alzheimer nedeni olduğu biliniyor. Alüminyum folyoyu çok gerekli durumlarda soğuk yemekleri buzdolabına koyarken üstünü örtmek için kullanabiliriz, ancak kesinlikle yemeğe değmemelidir!Siz göbeği eritmek için diğer diyetisyenlerden farklı olarak sıkı bir sabah kahvaltısı öneriyorsunuz. Neden?Bilimsel açıdan da gösterildiği gibi 24 saatin en önemli öğünü kahvaltıdır. Kilo vermek isteyenler için iyi bir kahvaltı, sağlıklı, doğal ve işlem görmemiş protein, sağlıklı yağlar, sağlıklı karbonhidratlar içermelidir. Sağlıklı protein için, özgür tavuk yumurtası, normal yağlı peynir, et, balık, pastırma, evde yapılmış sucuk ve yoğurt yenebilir. Sağlıklı yağ olarak doğal köy tereyağı ve soğuk sıkım sızma zeytinyağı karbonhidrat olarak da baklagiller grubu yani fasulye, mercimek, barbunya, börülce veya kuruyemiş grubundan fındık, fıstık, ceviz ve badem tüketilebilir. Ayrıca 10–15 adet zeytin, domates, biber, salatalık, turp yenmesi gereken diğer yiyecekler. İçecek olarak da süt, ayran, şekersiz ya da tatlandırıcısız çay ve kahve içilebilir. Harvard Tıp Fakültesi Beslenme Bölümü, 2002 yılında yaptığı araştırma neticesinde, sağlıklı bir kişinin her gün 2 yumurta, 3 avuç fındık, fıstık vb yemesini önermektedir. Bu arada, eski Türk hekimlerinden olan ve kitapları asırlarca Avrupa tıp fakültelerinde kaynak olarak kullanılan İbn-i Sina da, sık yemek yememe konusuna dikkat çekerek “Günde iki öğün yemek yenmelidir, üçüncü öğün hastalıktır” diye vurgulamaktadır.“Demir eksikliği hayatı zindan eder…” diyorsunuz. Demir eksikliğine neler sebep olur ve neden demir eksildiği zaman hayat zindan olur?“O hanım belirli günlerde sinirli oluyor, ona bulaşmayın!” en çok işitilen cümlelerden biridir. Bu hanımların rahatlamaları için psikolog psikolog dolaştıklarını görüyoruz! Birçok genç kız ve hanım, antidepresan ilacı kullanıyor fakat şikâyetleri geçmiyor. Durgunlaştıklarını ve halsizliklerinin arttığını da hekim olarak gözlüyoruz. Aslında başta sinir ve stres olmak üzere birçok sıkıntının sebebi, demir eksikliği! Tabii bu demir eksikliği dolaylı olarak kilo alımına sebep oluyor ve hormonların olumsuz etkilenmesi sebebiyle de kilo verme sürecini olumsuz etkiliyor. Yani vücutta demir eksikliği varsa kilo verilemiyor!Demir vücuda ne sağlıyor?Ülkemizde yaygın bir şekilde demir eksikliği anemisi bulunmaktadır. Büyüme çağındaki çocuklar, adet görmeye başlayan genç kızlarımız, birçok gebe ve emziren anneler, hatta sağlıklı beslenenler bile demir ve diğer vitamin desteklerini ihmal ettiklerinde, anemi oluşabilmekte ve kronik bir düzeye ulaşabilmektedir. Her ay muntazam adet gören genç kızlarımız, 1 ml kanda, 5 mg kan demiri kaybetmektedirler. Bu düzeyde kan demiri kaybeden genç kızlarımız, kilo alma korkusuyla yeterli ve etkili beslenemedikleri için, kronik anemiye bağlı belli belirsiz bazı şikâyetleri kenarlarında yürümek, daha çok rahatlık sağlar…” diyorsunuz. Ne kadar süre yürüyüş yapmak gerekir?Eğer imkân varsa su kenarında yürüyün. Mesela akarsu çok önemlidir, deniz kenarı, dere ya da nehir kenarı olabilir. Akarsuların kenarında negatif iyonlar oluşur ve bu iyonlar vücudu rahatlatır. Duştan çıktığımızda ya da Türk hamamında banyodan sonra rahatlamamız veya yağmurdan sonra havanın ferahlaması, bir şelalenin yanında birdenbire rahatlık hissetmemiz ve hafiflememiz de aynı nedenledir. Bu sebepten dolayı eski evlerde şadırvan ya da avlularda mutlaka fıskiye yapılırdı. Daha önce de ifade ettiğim gibi en az 15–20 dakika ile başlayıp, yavaş yavaş 40–60 dakikaya çıkarılarak yürüyüş daha çok spor salonlarında spor yapmayı tercih ediyorlar. Artık birçok evde yürüyüş bantları var. Yürüyüş bantlarını öneriyor musunuz?Eve yürüyüş bandı ya da egzersiz bisikleti almakla iyi bir yatırım yaptığımızı zannederiz. Ancak bu egzersiz aletleri kısa bir süre sonra evin bir köşesinde toz toplamaya terk edilirler. Yapılan araştırmalar, bu aletlerle yapılan fizik aktivite ve egzersizlerin bir süre sonra monotonlaştığını ve kişilerin birkaç hafta içinde egzersizlerinden bıkarak vazgeçtiklerini göstermiştir.“Bağışıklık sisteminin en güçlü silahı kolesterol…” diyorsunuz. Biz kolesterolü düşman olarak adlandırırken siz dost ilan ediyorsunuz, bunun nedeni nedir?Tüm organların hücrelerinin, özellikle de beyin, sinir sistemi, gözler ve bağışıklık sisteminde bulunan hücrelerin içinde, zarlarında kolesterol ve Omega-3 olmazsa bebeklerin beyin ve sinir sisteminin gelişmesine, hızla büyümesine ve güçlü kuvvetli olmalarına olanak noktada anne sütünden bir örnekle konuyu açıklamak istiyorum Bebeklerin, dünyaya geldikleri ilk günlerde ve aylarda tek besin kaynağı anne sütüdür. Bebekler, anne sütüyle en sağlıklı şekilde beslenir, güçlenir ve hızlı şekilde büyüyüp gelişirler. Ayrıca hepimiz biliyoruz ki, anne sütü ile beslenen bebeklerin bağışıklık sistemi de güçlü olur ve ilk aylarda hastalanmazlar. “Anne sütünün güç kaynağı ne?” sorusunun cevabı ise kolesterolün önemini net bir şekilde ortaya koyuyor. Çünkü anne sütünün % 90’ı kolesterol ve Omega-3 ihtiva ediyor. Yani anne sütü sağlıklı dediğimiz yağlar ve kolesterolden faydaları nelerdir peki?Karaciğer, safra yapımı için kolesterolü kullanır. Safra, yediğimiz yağların bağırsaktan emilmesi ve hazmedilmesi için gerekli olan önemli bir bulunan kolesterol, organizmada bulunan bütün kolesterolün ancak beşte biri kadardır. Tüm kolesterolün geri kalan kısmı ise yeni hücre yapımında aynı zamanda östrojen’, androjen’, testosteron’, progesteron’ gibi bütün seks hormonlarının ve stres hormonlarının yapımında da kullanılır. Saydığımız bu hayati önemi olan hormonların yapıtaşı vitamininin yapımında da, kolesterol kullanılır. Kuvvetli kemikler, sağlıklı sinir sistemi, sağlıklı büyüme, mineral metabolizması, kuvvetli adaleler, insülin yapımı, üreme ve güçlü bir bağışıklık sistemi için vücudumuzun D vitaminine ihtiyacı kuvvetli bir antioksidandır. Hücreleri serbest oksijen radikallerinin tahribatına karşı koruyarak; kalp-damar hastalıklarının, kanser hastalıklarının ve dejeneratif hastalıklarının gelişmesini bulunan mutluluk hormonu yani serotonin’ reseptörlerinin normal bir şekilde çalışmaları kolesterol sayesindedir. Çünkü reseptörlerin ana yapıtaşı sistemimizde her an meydana gelen sinir uyarılarının iletilmesinde de, ileti kavşaklarında bulunan alıcı ve verici reseptörlerin tümünün yapısında kolesterol bulunmaktadır. Kolesterol eksikliğinde sinir uyarılarının iletilmesi beyin ve sinir sistemi hücrelerinin %60 kadarını meydana getirmektedir. Bu nedenle kolesterolü düşük olan kişilerde, depresyon, intihar yatkınlığı ve saldırganlık sık olarak hafızayı önemli ve tek besin kaynağı olan anne sütü, kolesterolden son derece zengin bir temel besin maddesidir. Bebek ve çocukların sinir sistemi ve beyinlerinin sağlıklı gelişmesi için, yüksek kolesterol içeren gıdalarla beslenmeleri duvarlarının sağlıklı gelişmesi ve çalışması için kolesterol önemli yer tutar. Düşük kolesterolü olan kişilerde kolit gibi bağırsak bozuklukları sıklıkla kolesterolü, kesilen ve yaralanan dokularımızın tamir edilmesi için de kullanılır. Bu nedenle, iyileşmiş yara ve kesiklerde, ameliyat yerlerinde oluşan nedbe dokusunda fazla miktarda kolesterol bulunur. Kolesterol, yaraları iyileştirmek için o bölgede birikmiştirYüksek kolesterolün hiç zararı yok mu?Tam tersine, yüksek kolesterolün faydalı olduğu da gösterilmiştir. Örneğin Fransa’da yapılan bir çalışmada, Dr. Bernard Forette ve arkadaşları yüksek kolesterolü olan yaşlı kadınların daha uzun yaşadıklarını bildirmişlerdir. Düşük kolesterolü olan kadınlarda görülen ölüm oranının, yüksek kolesterollü kadınlara oranla %5 daha fazla olduğunu damar tıkanıklığına neden olmaz mı?Kolesterolün direkt olarak damarları tıkadığı hiçbir çalışmada gösterilmemiştir. Bildirilen bütün çalışmalar, toplumsal tarama çalışmalarıdır. Meşhur Framingham çalışmasında da hiçbir şekilde kolesterol neden olarak gösterilememiştir. Kitlelerin izlenmesi sonucu elde edilen çalışmalar ise neden sonuç ilişkisini direkt olarak ispat edemezler. Yani damar tıkanıklığının kolesterol tarafından yapıldığını bilimsel olarak gösteremezler. Bu geniş kapsamlı, uzun süreli çalışmalara epidemiyolojik çalışmalar diyoruz. Epidemiyolojik çalışmalar salgın hastalıkların incelemesinde yararlı olabilirler ama kronik dejeneratif hastalıkların irdelenmesinde kesin olarak neden sonuç ilişkisini ispat damar tıkanmasının nedeni kolesterol değilse, sebebi nedir?Kolesterol bir hastalık nedeni değildir! Kabul edilenin aksine, organizmada başlamış olan genel bir yangıyla mücadele etmek ve organizmayı korumak amacıyla yükselmiştir. Yüksek ateşin bir hastalık nedeni olmaması gibi, kan kolesterolünün yükselmesi de hastalık nedeni değil, aslında vücutta oluşan bir hastalığın belirtisidir. Yani karaciğere aşırı kolesterol üretmesi için bir yerlerden uyarılar gelmektedir. Asıl yapılması gereken, karaciğere bu uyarıların neden ve nereden geldiğini bulmak ve onu krizi geçiren bazı kişilerin yüksek kan kolesterolü olduğu bir gerçektir. Ancak, henüz hiçbir çalışmada kalp krizine yüksek kolesterolün birebir neden olduğu gösterilmemiştir. Kolesterol yüksekliği, kalp krizi nedeni değildir, kalp krizine eşlik etmektedir. Bu nedenle de, kalp krizi nedeni olarak gösterilmiştir. Oysa kalp krizi geçiren hastaların yarısının, yani %50’sinin kan kolesterolü normaldir. Demek ki %50 kadar yüksek bir oranda, kan kolesterolü normal olan kişiler de kalp krizi geçirmektedir. Damarların tıkanmasının nedeni kandaki yüksek kolesterol değildir. Asıl neden kanın pıhtılaşmasının artmış olmasıdır. Aspirinin kanı sulandırdığı için koruyucu olarak kullanıldığını senelerden beri biliyoruz. Aynı şekilde, Omega-3 de kanı kolesterollü birine antioksidan yerine, omega 3 vermek daha sağlıklı o zaman?Kolesterol yüksekliğinin altında insülin yüksekliği yatar. Kolesterol vücudumuzun ürettiği en doğal ve en güçlü antioksidandır. Gerek HDL gerekse LDL vücudumuza girmiş olan zararlı bakteri ve virüsleri öldürürler. Vücudumuz bunu üretiyorsa, vücudumuzun yüksek doz antioksidana ihtiyacı var destek vermek, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek lazım, onun için de D vitaminine bakmayı öneriyorum. Anemisi varsa bunu düzeltelim, alerjisi varsa alerjiyi bulup ona göre müdahale edelim yönteminizle tüm bildiklerimizi unutmamız gerekiyor… Yumurta kolesterol yapmaz diyorsunuz. Hatta günde iki yumurta tüketin diye de ekliyorsunuz. Biz yıllarca Kolesterolü artıracağına inandık?Ortalama 50–60 gr kadar olan bir yumurta sarısında, 150–180 mgr kolesterol bulunur. Bilinenin aksine 150–180 mgr olan bu kolesterol, yumurta sarısı yenildiği zaman kanımıza doğrudan doğruya 150–180 mgr kolesterol olarak geçemez. Bu nedenle, yumurta sarısını yemekle kan kolesterolü yükselmez. Oysa ortalama 50–60 gr olan doğal bir yumurta sarısında, 900 mg doğal ve bozulmamış temel yağ olan Omega-3 vardır. Yumurta sarısında bulunan bu Omega-3, kan kolesterolünü düşürür. Ayrıca yumurtada bulunan ve temel bir aminoasit olan lesitin de kan kolesterolünü arasında yumurta kısırlık yapar, yumurtalık kanserine neden olur gibi bir inanç var. Bu doğru değil o zaman?Bilakis, yumurtanın sarısında bulunan yüksek miktardaki Omega-3 yağlarının polikistik over sendromunu, premenstürel sıkıntıları yani adet dönemi sıkıntılarını ve kısırlığı önlediği gösterilmiştir. Bebeklerin beslenmesinde anne sütünün önemi de, Omega-3 içeriğinin fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak yumurtayı fazla haşlarsak, etrafı yeşil olursa veya fazla kavrularak pişirilirse trans yağa dönüştüğü için tehlikeli olabilir! Yumurta, yumurta olmaktan çıkıyor o zaman. Trans yağın kanserojen olduğunu biliyoruz…Özellikle büyük şehirlerde artan stres probleminin altında yatan diğer sebepler nelerdir?Yaşam ve beslenme biçimimiz tetikleyicidir. Topraktan uzak olmamız, apartman dairelerine kapanıp kalmamız, gün ışığından uzak kalmamız, arabaların esiri olmamız… Böyle bir yaşam biçiminde vücutta adrenalin hormonu salgılanır ve tansiyon yükselir, damarlar büzüşür. Bunların yanında sigara içtiğimizi düşünürsek, yüksek glisemik indeksli karbonhidrat yediğimizi varsayarsak sonuç stres olur. İnsülinin en önemli görevlerinden biri de sempatik sinir sistemini uyarmaktır; damarları büzüştürür ve tansiyonu fırlatır. Kalp hastalarında ise kalp krizi ve felç nedenidir. Depresyonun en büyük sebepleri düzensiz yaşama ve Omega-3 depresyon geçirenlere de önerilerde bulunuyorsunuz kitabınızda. Depresyonda olanlar nasıl beslenmeliler?Beyin hücrelerindeki Omega-3 eksikliğinin, stresin en büyük nedeni olduğu da bilimsel olarak biliniyor artık. Omega 3 eksikliğinde, depresyon, stres, panik atak gibi rahatsızlıklar da oluşur. Omega-3 nelerde var? En çok balıkta, yumurtanın sarısında, bitkisel kaynaklı olarak da ceviz ve ketentohumunda var. Örneğin 100 gr uskumruda 2,5 gr Omega-3 bulunuyor. Hareketsizlik de Omega-3 eksikliğinin nedenidir. En iyi antidepresan, stres ilaçları değil Omega-3’tür. Bununla ilgili kitaplar ve yazılar da var. Ayrıca Omega-3’ün eksik, Omega-6’nın fazla olması da hem depresyonun hem de ileri yaşlarda ortaya çıkan kronik hastalıkların tüketimi için ne düşünüyorsunuz. Mutluluk verdiği söyleniyor?Ben doğruluğuna inanmıyorum. Geçici olarak mutluluk verse bile, insülin salgılattığı için daha kötü sonuçlara yol terleme ve özellikle başında omuz ağrıları yaygınlaştı. Bunların sebebi nedir?Hareketsizlik ve insülin direnci omuz ağrılarının kaynağıdır. Uzun süre yüksek kalan insülin de fibromiyosit dediğimiz ağrıları yapıyor. Yanlış beslenme sonucu trans yağların organizmada birikmesi, hormonal ve inflamatuar faktörleri artırarak ağrılara neden olabiliyor Terlemenin birçok farklı nedeni olabilir. Sigara içmek, nefes almada zorluk çekmek, kronik bronşit, kalp yetersizliği, hormonal bozukluklar vb gibi durumlar terlemeye neden kitabınız Karatay Mutfağı’ kalıcı kilo verdiren yemek tarifleri sunuyor. Bu kitap fikri nasıl doğdu?Karatay Diyeti ve Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık kitaplarında az sayıda yemek tarifi örneklerine yer verdim ama okuyucularımdan ve hastalarımdan daha fazla sayıda tarif için çok yoğun talep geldi. Editörümle birlikte sağlıklı mutfak kuralları ve yemek tarifleri üzerine bir kitap hazırladık, o da Karatay Mutfağı’ adıyla kitaplaştı…Karatay Diyeti — Bilimsel Gerçeklerle Kilo Vermenin ABC’si / Yazar Canan Efendigil Karatay / Hayy Kitap / Editör Nihal Doğan / Kapak Tasarımı Mükremin Seçim / Nisan 2011 / 160 SayfaKaratay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık — Şişmanlığa Elveda, Mutluluğa Merhaba! / Yazar Canan Efendigil Karatay / Hayy Kitap / Editör Nihal Doğan / Kapak Tasarımı Mükremin Seçim / Kasım 2011 / 264 SayfaKaratay Mutfağı — Kalıcı Kilo Verdiren Yemek Tarifleri / Yazar Canan Efendigil Karatay / Hayy Kitap / Editör Nihal Doğan / Kapak Tasarımı Mükremin Seçim / Mayıs 2012 / 288 SayfaCanan Efendigil Karatay; 1943 yılında Elazığ’da doğdu. 1967 yılında da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun yılında İstanbul Üniversitesi Tedavi Kliniği’nde iç hastalıkları uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra, İngiliz hükümeti bursu ile Liverpool Regional Cardiac Center’da kardiyoloji alanında uzmanlık eğitimine yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tedavi Kliniği’nde baş asistan olarak sırada Türkiye’de bir kardiyolog olarak cerrahi yardım almaksızın bir ilki gerçekleştirdi. Kalıcı ve geçici kalp pili implantasyonu tekniğini başarıyla uyguladı. Koroner Yoğun Bakım’da Vena Subklavya Ponksiyon’ tekniğini yılları arasında, Güney Afrika Cape Town Üniversitesi Groote Schuur Hastanesi’nde, dünyada ilk kez kalp nakli ameliyatını gerçekleştirmiş olan Christian Barnarnd’ın ekibinde çalışarak, doçentlik tezini kalp nakli yapılmış olan hastalar üzerinde gerçekleştirdi ve 1979 yılında doçent oldu. 1995–1997 yılları arasında Gaziantep ve İstanbul’daki birçok özel hastanede, koroner yoğun bakım’ ve koroner anjiyografi laboratuvarları’nı yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2002–2006 yılları arasında da Kadir Has Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2006–2010 yılları arasında Türkiye’de ilk ve tek sağlık üniversitesi olan İstanbul Bilim Üniversitesi’nde rektörlük yaptı. Halen İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Ana Bilim Dalları’nda öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. M. Canan Efendigil Karatay, Ali Başak Karatay ile evlidir ve çiftin Mehmet Rahmi Karatay adında bir oğulları bulunmaktadır.
canan karatay kan grubuna göre diyet