Hadislerorg. Raviler En çok okunan hadis-i şerifler Kesb (kazanç) bölümü (41) Kibir ve ucub bölümü (12) Tevbe ile ilgili bölüm (13) Tıbb ve rukye İslam ahlakının en önemli ilkelerinden biridir helal kazanç. İnsanın ana rahmine düşüşü ile başlar serüveni. Babasının ve annesinin helal lokma ile beslenen bir bedene sahip Peygamberimizin(s.a.v.) helal kazanç hakkındaki bazı hadisleri. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin helal kazanç ile ilgili bazı hadis-i şerifleri Hz. Âişe’den (radıyallahu anha) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: 1. İhram. Hac yapacak olan kişiler Mikat bölgesine gelmeden önce ihrama girmelidir. Yapılan detaylı vücut temizliğinden sonra; Erkekler tüm kıyafetlerini çıkartarak Izar ve Rida denilen iki parça örtüye sarılırlar. Erkekler bu şekilde ihramlı oldukları sürece ayakları ve başları açık bulunur. KulHakkı ile İlgili Ayetler ve Hadisler milliyet.com.tr › ramazan/dini-bilgilerve-hadisler Belli bir kişiye verilen zararlar yanında zimmet, irtikâp, karaborsacılık , fitne, idarî baskı ve zulüm gibi Diğerbir ifade ile hırsın/şiddetli arzunun, iyiye ya da kötüye kullanılmasına göre iyi veya kötü olarak değerlendirilmektedir. "Haris, helal olmayan yollardan kazanç talebinde bulunan kişidir"10 şeklindeki tarife göre, kazaneını helal yollardan elde etmeye gayret gösteren kişiye haris denemez. Böyle bir durum, memduh olan IhPZzG. Önceki yazımızda bir Müslümana yakışan vasfın her zaman ve her zeminde dürüstlük olması gerektiğinden bahsetmiş ve Peygamber Efendimizin sav Mekke dönemini ilgilendiren ayetleri ele almıştık. Bu yazımızda ise Medine döneminden bahsetmeye çalışacağız. Medine'ye hicretten sonra Resul-i Ekrem Efendimizinsav Mescid-i Nebevî'yi kurarken bir de çarşı-pazar mekânı ihdas etmesi önemlidir. Çünkü Efendimiz sav bu kararıyla bir Müslüman için kalbini ve ruhunu doyuracak ibadet mekanı kadar karnını doyuracak geçim yollarını ve helal yoldan rızkın kazanılacağı ortamın oluşturulmasının da önemini ortaya koymaktaydı… Önce Medine'de mevcut iki çarşıyı gezen ve ticaretin daha ziyade Yahudilerin egemenliğinde olduğunu tespit eden Peygamberimiz, faiz ve tefecilik gibi ticaretin bereketini gideren iki unsurun hâkim olduğu bu çarşılar için "Buralar sizin pazarınız olmaya uygun değildir!" buyurarak yeni bir çarşı kurmak için yer aramaya başladı. Bir süre sonra uygun bir yer bulundu ve Resulullah sav Efendimiz burayı "Sûkul-İslâm" yani 'Müslümanların Çarşı'sı ilan ederek tarihte ilk kez bu nitelikte bir çarşıyı Medine'de kurmuş oldu. Özellikle Mekke'den hicret eden muhacir sahabiler için bu çarşı son derece önemliydi. Zira Medine'nin yerlisi olan Ensar, daha ziyade bağ-bahçe sahibi kimseler olarak ziraatçilikle uğraşmakta iken, ticaret erbabı olarak bilinen Mekkeli muhacirler için bu yeni çarşı tam bir "ab-ı hayat" hükmündeydi… Nitekim Ashab-ı Kiramın büyüklerinden Hz. Ebu Bekir, Hz. Osman, Abdurrahman b. Avf gibi tâcirler bu yeni çarşının ilk sahipleri olmuşlar; ticaretle elde ettikleri kazancı fakir sahabilere sadaka, İslam ordusuna teçhizat ve köleler için kurtuluş fidyesi şeklinde Allah yolunda harcayan bahtiyar kimseler olarak hafızalarda yer etmişlerdir. Nebiy-i Muhterem Efendimizsav bu pazarı önemsemiş ve satıcıları ile ilgilenmiş, hem dualarda bulunmuş hem de denetlemiştir. Böyle O, iktisadi hayatın da kazancın temin edilmesi vasıtası olan ticaretin de Müslümanca bir dürüstlük içinde gerçekleşmesini istemiştir. PEYGAMBERİMİZİN TİCARET ERBABINA TAVSİYELERİ Resul-i Ekrem sav Efendimiz, ticaret erbabını da ilgilendiren bir duasında Allah'a şöyle niyaz etmektedir. "Allah'ım! Ümmetim için günün erken vakitlerini bereketli kıl" Bu duadan anlıyoruz ki, sabahın erken saatleri, Peygamberimizin duasına mazhar olan "bereketli vakitlerdir." O halde ticaret erbabı bu bereketli vakitlerin kadrini bilmeli ve rızıkların taksim edildiği bu vakitlerde rızık kapısı olan işyerini açık tutmalıdır. İslam medeniyetinin en güzel örneklerinin mevcut olduğu Osmanlı Devleti'nin hükümran olduğu topraklarda esnaf ve sanatkârların ve ticaret erbabının son derece önem verdikleri erken saatte dükkanı açma âdeti, levhalara yazılarak duvarlara asılan bir mesaj olmuştu "Her sabah besmeleyle açılır dükkânımız. Ahî Evran'dır pirimiz, üstâdımız. Müşterimiz velinimet; Kanâattır kârımız…" Yine Peygamber Efendimiz sav rızkı helal yoldan talep etme hususunda şu önemli tavsiyede bulunmaktaydı "Ey insanlar! Allah'tan sakının da rızkınızı helal yoldan temin etmeye bakın. Şunu bilin ki, gecikse bile rızkı onu mutlaka bulacaktır ve hiç kimse rızkını yemeden ölmeyecektir. O halde Allah'tan sakının ve rızkınızı güzel şekilde talep edin. Siz helal olanı alın haramı ise terk edin." Yaşadığımız çağda, toplumları tahakkümü altına alan kapitalist anlayışın, "helal-haram" kavramlarını önemsemediğini, "nereden gelirse gelsin" aslolan şeyin para kazanmak olduğunu görüyor ve üzülüyoruz. Artık Müslüman toplumlarda da empoze edilen söylem "daha çok üretim-daha çok kazanç" olmuştur. Helal kazanç, alın teri, ahlak ve maneviyatın önemi gibi hususlar ise maalesef "demode" hale gelmiş durumdadır. 14 asır önce ashabına yaptığı uyarıyı aslında günümüz toplumlarında yaşayan bizler için yaptığı şüphe götürmeyen ve bu durumu açık-net bir biçimde görebileceğimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor Son Nebi "İnsanlar öyle bir zamana gelip çatacaklar ki, kişinin kazandığı mal helal midir, haram mıdır? Onu hiç ilgilendirmeyecek! Bunu hiç kendisine dert edinmeyecek Helal kazanç konusunda bir derdi olmayan kimseler, yasal boşlukları bulduğu anda tek hedefi olan "daha çok kazanma" hırsıyla Allah'ın, kullarına rızık olarak verdiklerini depolarda stoklayıp fiyatını fahiş hale getirmeye çalıştılar. Oysa Rahmet Peygamberi sav çok az ve sınırlı sayıda diline aldığı "lanet" ifadesini, gıda ve ihtiyaç maddelerini insanlardan esirgeyen, kaçıran kimseler için kullanmıştı. Bir hadis-i şerifinde şu ifadeleriyle uyarıyordu, bizleri bu hataya düşmekten… "Malını satışa arz eden kimse Allah'tan gelen rızka muhatap olacaktır. İhtikâr Karaborsacılık-stokçuluk yaparak insanları mahrum eden kimse ise Allah'ın lânetine uğrayacaktır." Son olarak şunu ifade etmeliyiz ki, dıştan gelen hücumlar ve saldırılar ekonomik açıdan ülke olarak bizleri sıkıntıya sokmuştur. Bu bir realitedir; zira etkileri hem iktisadi hayatımızın çeşitli yönlerinde hem de çarşı pazarda kendisini göstermektedir. Çıkış yolları konusunda ekonomist ve teorisyenlerin çeşitli teklifleri olabilir. Bu onların alanı… Ancak bir diğer husus var Ahlakî ve manevî yönden çözülmenin önüne geçilmedikçe alınması düşünülen tedbirler fayda vermeyecektir. Çünkü "insan" faktörü her alanda önemli olduğu gibi ticari hayat ve işlemlerde de önemlidir. Bu sebeple kul hakkı, ahiret günü, mahşer meydanı, kurulacak mizan vb. hususları önemseyerek bir ahlak ve maneviyat eğitimini gerçekleştirmek adına atacağımız adımlara şimdi her zamankinden daha çok muhtacız ve buna mecburuz. Ne dersiniz, helal kazanç meselesi bu kadar önemli olmasaydı, "tek bir dirhem ile gecelemeyen bir peygamber", ümmetine örnek olacak "çarşı"yı kurma hususunda bu kadar çaba sarf eder miydi? Prof. Dr. Mehmet Emin Ay Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın. “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yemiş değildir.” Buhari, Büyu’, 15 İslam dininin amacı insanın dünyada ve ahirette mutlu olmasını sağlamaktır. Bunun gerçekleşmesi için de hayatımıza bazı düzenlemeler getirir. İslam, yemek, içmek, giyinmek, eğlenmek, çalışma, kazanç elde etme, aile ilişkileri, sosyal ve ekonomik hayatımızda bazı kurallar koyar. Helal kazançta bunlardan biridir. İslam’da mal ve mülk edinme tıpkı ilim gibi gereklidir. Çünkü kişinin kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesi, ailesinin nafakasını sağlayabilmesi ve toplumların ayakta durması için meşru yollardan çalışıp helal kazanç elde etmesi gerekir. Helal kazanç, İslam dininin belirlediği sınırlar içinde elde edilen rızıktır. İslam dininde haksız kazanç olan; hırsızlık, gasp, tefecilik, faiz, hile, kumar ve rüşvet yasaklanmıştır. İslam dininde kişinin kendi emeğiyle kazandığı mal övülürken hibe, miras, zekat ve nafaka yoluyla mal edinmesi de helal görülmüştür. Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.” Bakara suresi, 169. ayet Peygamber Efendimize en temiz kazancın ne olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir “Kişinin kendi elinin emeği, bir de dürüst ticaretin kazancı.” Müsned, IV, 141 Çalışma deyince aklımıza sadece bağ, bahçe ve tarlada çalışma değil gerek bedenen gerekse zihnen her türlü emek ve çalışma gelmelidir. Müslüman kişi kazancının helal olması için Allah’ın yasakladığı şeylerden uzak durmalıdır. Rızkımızın helal ve temiz olmasına özen göstermeliyiz. Kul hakkını gözetmeliyiz. Hırs ve açgözlülükle kazanç elde ederek harama bulaşmamalıyız. Haram kazanç, günaha, sıkıntıya, darlığa sebep olur ve cehenneme götürür. Helal kazanç ise ibadet olduğu gibi, rızkın genişlemesine, bolluğa sebep olur ve cennete götürür. Helal Kazanç ve Rızık “Ey insanlar! Allah’tan korkun ve rızkınızı güzel yollardan talep edin. Zira insanın rızkı gecikse bile, kendisine ait olan rızkı tamamlamadan ölmez. Öyleyse Allah’tan korkun ve rızkınızı güzel yollardan talep edin; helâl yoldan alın, haram olanı bırakın!” O halde ölen kişi rızkı bittiği için ölüyor. Rızık bitince ölüm gerçekleşiyor. Allah Teâlâ ölüm için bazı sebepler halk eder. Kimisinin ölümüne açlık sebep olurken, kimisine kaza sebep olur, bir diğerine deprem neden olur. Görüldüğü gibi kıtlık, kuraklık, hastalık, kaza, deprem ve benzerleri sadece birer sebeptir. O Bizim Rızkımızı Bekledi İsmail Fakirullah hazretleri, çocuk yaşta bir talebesini çeşmeye su almaya gönderdi. Çocuk çeşmeye gitti, fakat orada oyun oynayan arkadaşlarına takıldı, testi- yi bıraktı ve onlarla oynamaya başladı. Aradan iki saat geçti. Nihayet su almaya geldiğini hatırladı ve, “Eyvah, yandım” dedi ve testiyi aldı, suya koştu, suyu doldurdu ve götürdü; ancak diğer arkadaşları, “Sen nasıl hocamızı bekletirsin” diyerek onu dövmeye başladılar. Yapmayın, etmeyin, vurmayın derken, Fakîrullah hazretleri çıkıp geldi. -“Ne oluyor, ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Çocuklar, -“Efendim, bu edepsiz tam iki saat oyuna dalmış, suyu geç getirdi” dediler. Mübarek zat şöyle buyurdu -“Dokunmayın çocuğa! Allah Teâlâ ezelde herkesin rızkını ayırmış ve üzerine ismini yazmıştır. Bu arkadaşınız çeşmeye gittiğinde, bize ait olan su daha yoldaydı, o bizim rızkımızı bekledi. Yüce Allah bir gaflet verdi, unutturdu. Ne zaman bizim su çeşmeye geldi, o zaman hatırlattı. Dolayısıyla o gittiği zaman dolduramazdı; çünkü o rızık bize ait değildi. Hiç kimse bir başkasının rızkını yiyemez.” Muhammed b. Salim hazretlerine, -“Çalışıp kazanmak mı yoksa ahiret için çalışıp, dünya için tevekkül etmek mi daha uygun olur?” diye sorulduğunda, hazret şu cevabı vermiştir -“Tevekkül Resûlullah’ın SAV halidir. Çalışıp kazanmak da onun sünnetidir.” “O halde tevekkül nedir? Tevekkül, sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi Allah’tan beklemek, rızkın O’ndan olduğunu bilmektir.” Aslan Gibi Olmak Hikâye edildiğine göre adamın biri, ayakları olmayan bir tilki gördü. Bu hayvanın nasıl yaşadığına hayret etti, kendi kendine, -“Bu hayvanın ayaklan yok! Ne yer de geçinir, nasıl yer de yaşar?” diye düşünmeye başladı. Tam bu sırada çakal avlamış bir aslan oradan geçti. Aslan pençesindeki çakalı yedi, artığını da bırakıp gitti. Tilki de onun artıklarını yedi ve doydu. Adam başka bir gün, başka bir vesileyle tilkinin yine karnının doyduğunu görünce şöyle dedi -“Mademki tilkinin rızkı ayağına kadar geliyor; o halde zahmete girip karınca gibi çalışmama ne lüzum var? Gidip bir köşede oturur rızkımı beklerim. Allah kısmet etmezse aslan gibi bir hayvan bile nasibini bulamaz.” Adam bir mescide girip bekledi, durdu. Ne gelen vardı ne giden. Ne bir tanıdığı uğradı ne de bir yabancı … Yiyecek de yoktu. Ceng denilen saz aleti gibi bir deri, bir kemik kaldı. Sabrı tükendi. Zayıfladı ve aklı fikri karıştı. O esnada kaldığı mescidin mihrabından şöyle bir ses geldi -“Ey kötü adam! Kendini sakat, kötürüm tilki yerine koyma! Kalk, git, aslan gibi yırtıcı ol. Öyle çalış ki aslan gibi senden artık kalsın. Âciz tilki gibi artık yeme. Aslan gibi ensesi kalın iken çaresiz kalmış tilki gibi oturan adamdan köpek daha iyidir.” Hikâyeyi nakleden Şeyh Sadi-i Şirazi hazretleri der ki “Çalış, rızkını kazan. Hem kendin ye hem de başkalarına yedir. Başkasının artığına göz dikme. Kolunun kuvvetiyle, gayret göstererek nasibini elde et ve başkalarını da rahat ettir. Alçaklar gibi onun bunun eline bakma. Ey genç! Kendini düşürüp de “aman elimden tutun” deme. Aksine ihtiyar fakirin elini tut. Sebepler Dünyası Dünya, sebepler dünyasıdır. Bütün işler sebepler altında tecelli eder. İlâhî âdet böyledir. Zira O, her şeyi bir sebebe bağlamıştır. Fakat bazan sebebe yapışıldığı halde iş hâsıl olmayabilir veya sebepsiz de hâsıl olabilir. Ancak yüce Allah sebeplere tevessül etmemizi emir buyurmuştur. Helal Kazanç Şunu da belirtelim ki rızık, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Fakat Allah emrettiği için çalışmak lazımdır. Çünkü rızık mukadderdir, ezelde takdir edilmiştir. Rızkımızın bizlere ulaşması için aradaki sebepler birer perdedir. Allah Teâlâ her canlıya takdir ettiği rızkı sebepler eliyle göndermektedir. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler birer sebeptir. Siraceddin ÖNLÜER Bu yazı Siraceddin Önlüer’in “Helal Kazanç” isimli kitabından alıntı olup tanıtım yazısıdır. Helal kazanç ile ilgili hadisler Konumuzda Peygamber sav. Efendimizin kazanç ile ilgili hadislerini bir araya getirmeye çalıştık. Umarız hepimiz için faydalı olur. Konumuzun altında helal ve haram ile ilgili sitemizde bulunan diğer konulara linkler vereceğiz. Halal ve haram ile ilgili daha detaylı bilgi arayanlar o konulardan da yararlanabilirler. Şimdi konumuza ve helal ve helal kazanç ile ilgili hadislere ve kaynaklarına geçelim… Not Kalın yazılı yerler hadislerin ravi ve kaynaklarını göstermektedir. Helal kazanç ile ilgili hadisler el-Mikdâm Radiyallahu Anh den rivayet edilen hadiste “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hiç kimse elinin çalışmasını yemekten daha hayırlı bir yemek yememiştir! Allah’ın Nebisi Davud Aleyhisselam elinin çalışmasından yerdi’ buyurdu.” Buhari 1917, Beyhaki 11691, Begavi 2026, Ahmed 17181 Ebu Humeyd es-Saidi Radiyallahu Anh’den rivayet edilen hadiste “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Dünyadaki rızık talebinizi güzel yapınız! Şüphesiz herkes kendisi için yaratılan şeyi kolay elde edecektir!’ buyurdu.” İbni Mace 2142, Hakim 2/33, Beyhaki 10403, Albânî Sahiha 898 Cabir bin Abdullah Radiyallahu Anhuma den rivayet edilen hadiste “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ey insanlar! Allah’dan korkun ve dünyadaki rızık talebinizi güzel yapınız! Biraz gecikse de hiçbir nefis rızkını noksansız tamam olarak elde etmeden ölmeyecektir! Allah’dan korkun ve rızık talebinizi güzel yapınız! Rızkın helal olanını alınız, onun haram olanını bırakınız!’ buyurdu.” İbni Mace 2144, İbnu’l-Carud 556, İbni Hibban 3239, İbni Hibban Mevarid 1084, 1085, Hâkim 2134, Beyhaki 10404, Ebu Nuaym Hilye 3/156, 157, Albânî Sahiha 2607, Albânî Mişkat 5300 Ebu Hureyre Radiyallahu Anh den rivayet edilen hadiste “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Şüphesiz insanlar üzerine bir zaman gelecek ki, o zamanda kişi malı helalden mi haramdan mı elde etti dikkat etmeyecek, önemsemeyecektir!’ buyurdu.” Buhari 1926, Nesei 4466, 4467, Darimi 2/246/2539, Ahmed 9626, 9845, Albânî Cami 5344 Nu’man bin Beşir Radiyallahu Anh den rivayet edilen hadiste “Ben Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Helal bellidir haram bellidir. Bu ikisi arasında şüpheli şeyler vardır. İnsanlardan çoğu onu bilemez! Herkim şüpheli şeylerden sakınırsa dinini ve ırzını şüpheden beri etmiştir! Herkim de şüpheli şeyleri işlerse etrafı çevrili koruluk etrafında davarlarını otlatan çoban gibi oraya girebilir! Dikkat! Her kralın bir koruluğu vardır. Dikkat! Allah’ın yeryüzündeki koruluğu onun haramlarıdır! Dikkat! Cesette bir parça et vardır o salih olduğu zaman bütün ceset salih olur; eğer o fasit olursa bütün cesette fasit olur! Dikkat edin ki, o kalptir!’ buyurdu.” Buhari 206, Müslim 1599/107, Ebu Davud 3329, Nesei 4465, Tirmizi 1219, Darimi 2/245, İbni Mace 3984, İbni Hibban 721, İbnu’l-Carud 555, Begavi 2031, Ahmed 4/269, 271, Albânî İrva 2075 Hâkim bin Hizam Radiyallahu Anh den rivayet edilen hadiste “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Satan ve alan kişiler bunlardan her biri doğru söyler ve malın ayıbını beyan ederse, alış verişlerinde kendilerine bereket ihsan olunur. Eğer gizler ve yalan söylerlerse alış verişlerinde bir kar elde etmeleri ve onun bereketinin gitmesi umulur!’ buyurdu.” Buhari 1923, Müslim 1532/47, Ebu Davud 3459, Nesei 4469, Tirmizi 1246, Darimi 2/250, İbni Hibban 4904, Tabarani Mucemu’l-Kebir 3115, Tayalisi 1316, Begavi 2051, Ahmed 3/403, Albânî İrva 1281 Ebu Hureyre Radiyallahu Anh den rivayet edilen hadiste “Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bir kişi, başka bir kişiden ona ait bir arazi satın aldı. Araziyi satın alan kimse arazide, içinde altın bulunan bir çömlek buldu. Araziyi satın alan, satana −Altınlarını al! Ben senden sadece araziyi satın aldım, altınları satın almadım! dedi. Arazinin sahibi kimse −Ben sana araziyi ve içindeki şeyleri sattım! dedi. Bir adama varıp muhakeme oldular. Kendisine varıp muhakeme oldukları kimse −Sizin çocuğunuz var mı? dedi. Onlardan biri −Benim bir oğlum var dedi. Diğeri ise −Benim de bir kızım vardır dedi. Hakem −Kızı oğlana nikâhlayın! O maldan onlara infak edin ve tasadduk edin! dedi’ buyurdu.” Buhari 3286, Müslim 1721, İbni Mace 2511, İbni Hibban 720, Begavi 2412, Ahmed 2/316 Ebu Hureyre Radiyallahu Anh den rivayet edilen hadiste “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Beldelerin Allah’a en sevgili yerleri, oraların mescitleridir. Beldelerin Allah’a en sevimsiz yerleri, oraların pazarlarıdır!’ buyurdu.” Müslim 671/288, Ebu Avane 1/390, İbni Hibban 1600, Bezzar 408, Hâkim 1/89, 90, Begavi 460 Salim dedesi Ömer bin Hattab Radiyallahu Anh’dan şöyle tahdis etti “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Herkim çarşıya girdiği zaman, “La İlahe İllallah-u Vahdehu La Şerike leh. Lehu’l-Mülkü Velehu’l-Hamdu Yuhyi Ve Yumitu Ve Huve Hayyun La Yemutu Bi Yedihi’l-Hayru Kulluhu Ve Huve Ala Külli Şeyin Kadîr” derse Allah onun için bir milyon hasene yazar, bir milyon kötülük yok eder ve onun için cennette ev inşa eder’ buyurdu.” İbni Mace 2235, Tirmizi 3428, 3429, İbnu’s-Sünni 182 Helal kazanç ile ilgili hadisler konumuzdan sonra kazanç ve rızık ilgili diğer konularımıza aşağıdaki linklerden kolayca ulaşabilirsiniz…. Semih YAŞAR Helal kazanç ile ilgili ayetler Helal ile ilgili sözler Haram ile ilgili ayetler Temiz rızık ile ilgili ayetler Nimet ile ilgili ayetler Haram Aylarla ilgili Hadisler Haram Aylar ile ilgili Ayetler Helal kazanç ile ilgili hadisler Sayfa İçeriği Helal İle İlgili Sözler Facebook, Helal İle İlgili Sözler Kısa, Helal İle İlgili Güzel Sözler, Helal İle İlgili Hadisler, Helal İle İlgili Örnekler, Helal İle İlgili Cümleler, Helal Kazanç İle İlgili Sözler, Helal İle İlgili Özlü SözlerEn güzel sözlerin sitesinde sizlere en güzel helal sözleri hazır ettik. Bu güzel sayfada yer alan helal ile ilgili sözleri sosyal medyada paylaşın ya da kısa mesajla kime isterseniz gönderin. HELAL İLE İLGİLİ ÖZLÜ SÖZLER Manşet Kalbin aydınlığı helal yemekle olur. Hz. Ali Helalin hesabı haramın da azabı vardır. Hz. Ali Haramı terk etmek helali talep etmekten hayırlıdır. Hz. Ebu Bekir Emek ve zekâ olmayan iş helal olmaz. HavergalHarama düşmek korkusundan yetmiş çeşit helali terk ederdim. Hz. Ebubekir Ne de hoş olurdu şimdi helalimle yastık kavgası yapmak. Temiz ve helâl ye de ister sabaha kadar ibâdet et ister uyu! İbrahim Bin Edhem Helal kazanmak için sıkıntı çekene cennet vacip olurmuş. Diline ve gözüne sahip ol boğazına dikkat et az ye fakat helal ye. Yusuf Has Hacib Allah! Size haram ettiği şeyde şifa halk etmedi. Hz. Ömer Bir kuruş haramı terk etmek yüz bir kuruş sadaka vermekten daha iyidir. Abdullah b. Mübarek Malı helalden kazanırsan suali haramdan kazanırsan cezası vardır. İmam-ı Rabbani Binlerce kazanç sağladılar. Fakat bu kazançla evlerini genişlettiler kabirlerini daralttılar. Hassan bin Sabit Malın helali de biter haramı da. Ama bu yüzden kazanılan sevap ve günah kalır. AbdurrahmanHaramlardan sakının. Zira midesine haram lokma giren kişinin kırk gün duası kabul olunmaz. Hz. Muhammed Hesaba çekileceğini bildiği halde haram mal toplamaya devam eden kimseye şaşarım. Hz. Osman Helal ile beslersen çocuğunu Hürmet ile öder borcunu Haram ile beslersen o’nu Hakaret ile öder borcunu. Necip Fazıl Kısakürek Şüphesiz ki İbrahim Mekke’yi haram kılmış orayı dokunulmaz yapmıştır. Ben de Medine’yi haram kıldım. Hz. Muhammed Dünya ahret ehline haramdır ahrette dünya ehline haramdır! Her ikisi de kendilerine tamamen Allah’a verenlere haramdır. Hz. Muhammed Kıyamete yakın Müslümanlar içinde en az bulunacak şey helal para ile kendisine güvenilecek arkadaştır. Hz. Muhammed Kim demiş haram nedir bilmez hayyam ben helâli haramı karıştırmam. Seninle içilen şarap helâldir sensiz içtiğimiz su bile haram. Ömer Hayyam İnsanın helalinden giydiği kendi eski elbisesi başkalarından gelen sadaka elbiseden daha güzel ve iyidir. İbrahim Havvas Şam ipeğinden burma giysen bile. Zemzem suyuyla yıkansan bile. Dünya ahiret bir keyif sürmek için. Mutlak dökmeli helal alın teri. Barış Manço Haram yiyenlerin bütün azaları istese de istemese de günah işler. Helal yiyenlerin azaları ise ibadet eder. Abdullah TüsteriAteşe kimin haram kılındığını haber vereyim mi? Sana yakın ağır başlı yumuşak huylu kolayca iş gören kimselere haram kılınmıştır. Hz. Muhammed Helal yemek bir nur ise haram yemek boğucu bir karanlıktır. Haram yemek kalbi öldürür helal lokma ise gönlü diriltir. A. Geylani O adamın haline hayret ederim ki hasta olacağım’ korkusu ile helal gıda maddelerinden perhiz eder de ateşe gireceğinden korkup isyandan sakınmaz. İbni Şübrüme Evlilik hayatının tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma gelmedikçe evlenme. Önce ilim talep et sonra helâl mal kazan sonra da evlen. Ebu Hanife Mü’mine en evvel lâzım olan helâl yemektir. Mideye helâl girerse cevarihe [organlara] amel-i salih kuvveti verir. Haram ise ne kadar uğraşsa salih amel yapamaz. Abdülhakim Arvasi Şüphesiz helal bellidir. Haram da bellidir. Lakin aralarında şüpheliler vardır. Kim bu şüphelilerden sakınırsa dinini ve şerefini korumuştur. Ebu Hanife Gücün yettiğince helalden ye. Çünkü helal lokma salih amel yaptırır. Ondan husul bulan nutfeden de salih evlat çıkar Haram lokmadan ise bozuk amel ve âsî evlat çıkar. Ebu Hanife

helal kazanç ile ilgili hadisler